Bu aralar kendimi çok sorunsal hissediyorum nedenini bilmiyorum ama öyle tabancayı alıp kafama dayayıp ve tek kurşunla ölmek istiyorum a doslar. Tabi sonra tekrar dirilmek ve sonra yine ölmek ve tekrar hayata geri dönmek isterdim ama hep 2 sene öncesinden başlamak isterdim. Şu sıralar çok kitap okuyorum belki ondandır bu düşüncelerim. ''Ken Grimwood-Sil Baştan'' Kitabında öyle anlatıyordu örneğin.. Çok iyi bir kitap okumanızı tavsiye ederim ama orda adam tabancayı kafasına dayayıp tek kurşunla ölmüyordu, biraz hayellerimi kattım sanırsam. Neyse öyle yani bu aralar pek iyi değilim a dostlar. Ha bir de üzerine 50 kuruşumun olmaması çok kötü geldi sağdan soldan vurdu. Neyseki evde önceden alınmış şaraplarım var,onlarda olmasa,olmazdı işte.. Ya diyorum ya evde otur otur parmağımı bile kıpırdatamıyorum. A doslar sigara alırmısınız bana ? Süpriz yumurta ? jelibon ? tamam bekliyorum o zaman mmm bir de güzel kitap istiyorum olmadı kitap (lar) Oldu o zaman. Burda kesmiyorum tabikide birazda gündemden konuşmak istiyorum. Kısacık bişi ; Bazı acur beyinler atlamış yine direniyoruz hesap soruyoruz kaos yaratıyoruz onların sözde gevşek cukka mandasına karşı ilahi adalet.Eee tyyip bey malum keser döner sap döner gün gelir hesap döner.Birazcık olmasa bile nihayetinde bi kez daha acizsin bu milletin önünde sen ve yardakcıların. Tabi bu olay sıradan bir olay değil .Cemaatin ya da bir savcının tek başına yaptığı bir oprerasyon değil.Küresel gücün tyyipin işini bitirdiği anlamına geliyor. Ve bunun sonu tyyipin yargılanmasına kadar gider. Normal şartlarda tyyip orada bir gün dahi oturmaması gerekir. MUHALEFET sadece akp istifa dese yeter,Peki MUHALEFET NEREDE ?
18 Aralık 2013 Çarşamba
17 Aralık 2013 Salı
VARLIĞIN
Öyle oturup birbirimize bakıyoruz. Bazen susuyoruz; gözlerimizde kayboluyoruz. Birlikte değiliz el ele gezmiyoruz,sarılmıyoruz,bir birimizi öpmüyor'uz,güzel sözler söylemiyoruz yani aşk sadece sevişmek değilmiş..Aşk gözlerde,gülüşte bir söz deymiş.. Ben onun gülüşüne aşık olmuştum zaten,güldüğünde yanağında böyle küçük çizgiler oluşurdu gözleri gülerdi adeta. Kızdığında bile kaşlarını çatamazdı ” Dua et seni seviyorum” derdi öyle hep seni seviyorum demezdik bir birimize hep kızarken çıkardı iki dudak arasından ”Seni seviyorum” Şimdi sadece oturuyoruz yaşanmışlıklara saygıdan özlemlerimizi konuşuyoruz. Boynumu özlemiş gözleri hep boynumda,gelirdi boynumu koklar öperdi en çok boynumu severdi. Biraz vurdumduymaz biraz bencildi galiba biraz’da düşüncesizdi ama olsun ben zaten onu öyle kabul etmemişmiydim. Her ilişkide olan şeyleri bizde yaşamıştık ama her insan gibi oturup konuşup halletmeyi düşünememiştik . Uzun ayrılıklar geçirdik Yalanlar başladı güven mi ? o bizi çoktan terk etmişti, .uzatmaları oynadık hep, hep daha fazlasını istedik ama bir birimize hep bir beden küçük geldik. O farklı dilde seviyordu ben farklı bir dilde seviyordum hiç bir zaman düşüncelerimiz bir olmamıştı. Şimdi bir birimize dokunacak kadar yakınken , bir o kadar uzağız bir birimize ama ölmüşle olmuşun çaresi yoktur derler ya çok geç kalmışız biz. Belki sorunlarımızı şuanki gibi oturup konuşup haletseydik şuanda aramızda görünmeyen kilometreler olmazdı.Sorunlarımız yaşadıklarımız hep ilişkimizi gölgeledi hep boynumuz eğik bu aşkı yaşadık şimdi o gölgelerden kurtulmak, dim dik durmaya cesaretimiz var mı ? .Bir birimizi özlediğimizi söylüyoruz,Ama kavuşamıyoruz. Ne o cesaret edebiliyor ne ben cesaret edebiliyorum. ” Acı çekiyorum ” diyor. Gel diyor ” ama ''gelme'' diyor.. Kafanı kaldır diyorum kaldır ki biri çıkacak karşına ve aynı duyguları hissedeceksin,kıskanacak'sın diyorum. ” İstemiyorum başka birine sarılmak,öpmek istemiyorum” diyor. Her ne kadar sevinmiyorum desem'de içten içe beni unutamadığı için seviniyorum. Ayrı yollarda yürüdüğümüz halde, aynı hayalleri kuruyoruz. Hayır artık biz diye bir şey kalmadı, sevgi ya bu aşk ya bir şeylerden fedakarlık etmek lazım. Ben izin veriyorum adam yeterki sen mutlu ol git sev. Çünkü biz bir birimizi hep seveceğiz hayatımıza başka başka insanlar girecek fakat yine biz bir birimizi seveceğiz. Artık mısralar bile beni terk ediyor baksana hiç iyi yazamıyorum. Benliğimi sanki kapının önündeki merdivenlerde bırakmışım'da aşağı doğru yuvarlanıyorlar,ben ise kapının eşiğinde durmuş kendimi izliyorum. Biliyor'musun bazen kapının deliğinden sana bakıyorum hani belki gelirsin diye bilmiyorum o kadar çok hissediyorum ki o zamanlar varlığını sanki buradaymış'sın gibi sonra yatağıma geçip bir hayal kırıklığı daha yaşıyorum adam... Belki seni beklemeyeceğim ama hep sevicem...
BAZEN OLUR BÖYLE ŞEYLER SİKTİR EDİN
Yatağından kalkıp mutfağa doğru geçiyor.tam kahve yapacaken gözü bira şişelerine takılıyor.
”bir bira içsem ne olucak yada yok yok canım bu saate ne birası, canım keyif benim değilmi biraz sarhoş olmak istiyorum” Aslında istediği sarhoş olup sinanı aramaktı ama kendiside biliyordu güvenmiyordu artık sinana sonuçta yabancılaşmışlardı kendilerine.. birasını alıp birgisiyar başına geçip, damardan şarkılar açıyor gözleri doluyordu. Kendi kendisine üzüyordu , birlikte çekilmiş olan fotoğraflara bakarak gülümsüyor bir yandan’da yanaklarından göz yaşları akıyordu. Fotoğraflara bakarak ” Niye niye böyle olduk,her şey güzelken neden yabancılaştık, neden yalan söyledin bana sinan neden ? ” Burnunu çekip birasından içmeye devam etti. Aslında tek istediği sevilmek,önemsenmek,düşünülmekti bunların hiç biri sinanda yoktu. Hep ekru sevdi,saydı,önemsedi,fedakarlıklar etti ”bumuydu karşılığı ? ” Aslına karşılık beklemiyordu normal insanlar gibi aşkını yaşamak istiyordu ama yapamadılar, beceremediler birlikte yürüyemediler, hep birbirlerinden kaçtılar. şimdi ise sinan ekrü ile yaşadığı evde tek başına kalıyor ” belki geceleri yeni tanıştığı kızlarla gelip yatağımızı paylaşıyordur ?” ekrunun beyninden bunlar geçerken aslında sinan mutfakta oturmuş ekrunun giderken yaptığı ” yaprak sarması” na bakıyordu. Ağlıyarak tek tek yiyordu. Ama ekrunun bundan haberi yoktu acaba ekru bencilcemi düşünüyordu yoksa gerçekten aralarındaki sevgi bitmiş sadece alışkanlıkmı kalmıştı. hiç o zaman sinan niye ağlıyarak ekrunun yaptığı yemeği yesinki anlaşılamıyor çok zor. son kez ekru twitter’dan tweet attı ” Yalnız ilişkiye aç mutsuz bir kadın” bu tweeti atarken sinanın onu okuyacağını sanıyordu fakat sinan çoktan ekruyu her yerden silip engellemişti. Ekruya dair ne varsa herşeyi unutmaya kararlıydı.
”bir bira içsem ne olucak yada yok yok canım bu saate ne birası, canım keyif benim değilmi biraz sarhoş olmak istiyorum” Aslında istediği sarhoş olup sinanı aramaktı ama kendiside biliyordu güvenmiyordu artık sinana sonuçta yabancılaşmışlardı kendilerine.. birasını alıp birgisiyar başına geçip, damardan şarkılar açıyor gözleri doluyordu. Kendi kendisine üzüyordu , birlikte çekilmiş olan fotoğraflara bakarak gülümsüyor bir yandan’da yanaklarından göz yaşları akıyordu. Fotoğraflara bakarak ” Niye niye böyle olduk,her şey güzelken neden yabancılaştık, neden yalan söyledin bana sinan neden ? ” Burnunu çekip birasından içmeye devam etti. Aslında tek istediği sevilmek,önemsenmek,düşünülmekti bunların hiç biri sinanda yoktu. Hep ekru sevdi,saydı,önemsedi,fedakarlıklar etti ”bumuydu karşılığı ? ” Aslına karşılık beklemiyordu normal insanlar gibi aşkını yaşamak istiyordu ama yapamadılar, beceremediler birlikte yürüyemediler, hep birbirlerinden kaçtılar. şimdi ise sinan ekrü ile yaşadığı evde tek başına kalıyor ” belki geceleri yeni tanıştığı kızlarla gelip yatağımızı paylaşıyordur ?” ekrunun beyninden bunlar geçerken aslında sinan mutfakta oturmuş ekrunun giderken yaptığı ” yaprak sarması” na bakıyordu. Ağlıyarak tek tek yiyordu. Ama ekrunun bundan haberi yoktu acaba ekru bencilcemi düşünüyordu yoksa gerçekten aralarındaki sevgi bitmiş sadece alışkanlıkmı kalmıştı. hiç o zaman sinan niye ağlıyarak ekrunun yaptığı yemeği yesinki anlaşılamıyor çok zor. son kez ekru twitter’dan tweet attı ” Yalnız ilişkiye aç mutsuz bir kadın” bu tweeti atarken sinanın onu okuyacağını sanıyordu fakat sinan çoktan ekruyu her yerden silip engellemişti. Ekruya dair ne varsa herşeyi unutmaya kararlıydı.
DİKKAT DİKKAT
Basbakan izah etti
"Dindar gençlik yetistirmeyelim de, tinercimi olsunlar? " dedi.
-Muğla ‘da müsteri kılığındaki polise “esrar ” pazarlayan imam enselendi.
-Aydın Nazilli imam Hatip Lisesi ‘nin 15 ve 16 yasindaki iki ogrencileri obur liselerin kapisinda satmaya calisirken, 150 gram toz “esrar “la suc ustu yakalandi.
-Diyerbakirli imam,bodrum ‘daki barlarda “kokain”satarken yakalandi.uzerinden 100 gram kokain ve 200 “sentetik hap”cikan imam, “meslegimle alakasi yok, senelik izindeyim “dedi
-mersin’den istanbul ‘a getirilen 50 kilo “eroin “i teslim almaya hazirlanan imam, telekulak takibine takildi.ankara esenboga havalimaninda kelepcelendi.
-istanbul ‘da, 200 milyon adet “captagon “uretmeye yetecek miktarda “amfetamin ‘le yakalanan uyusturucu baronunun atasehirde ‘de TOKİ arazisine cami yaptirdigi ortaya cikti.
"Altın vurus camii " bi nevi
Aman dikkat edin de..
Sakin olmasinlar tinerci.
4 Aralık 2013 Çarşamba
SEVGİLİ
Soğuk kış gecelerinde sevdiğinle sarılıp yatmayı bilirmisin ? peki sarılıpta sıcaklığını hissetmemeyi ? ona uzun uzun bakıpda ağlamamayı bilirmisin ? Sonra bir sigara içip sigarayı değil onu nefes nefes içine çekmeyi bilirmisin sen ?Bilmezsin nereden bileceksin ki ? sen hiç sevmedinki sen hep kendini sevdin öyle değilmi?Sevgili burda sabahlar olmuyor şu yalnız ruhuma kimse sahip çıkmıyor,bedenim senin olsada ruhum dolaşıyor deli dolu boşlukta...Ama senden sonra mutlu olmanın aslında bir kedinin güzel bir anını yakalamak kadar basit olduğunu anladım.Kaçırdığım fırsatların aslında bana yeni fırsatlar yarattığını gördüm.Birisini hatırlamanın aslında ufak bir telefon görüşmesi kadar basit olduğunu anladım.Artık bir bekliyenin yok belki kimse ben gibi seni sevemez ama biri beni senden daha çok sevecek buna inanıyorum. Sen sevmeyi beceremezsin adam.
ŞANSLI İNSANLAR
Eriyorum yavaş yavaş yok olmaya doğru gidiyorum,hani olur ya insanlarda intihara teşebüs düşüncesi işte öyleyim bu aralar.Bazen diyorum şu lanet olası dünyadan kurtulsam ne güzel olur !! Şimdi diyeceksiniz ki ''Lanet olası dünya '' diyecek kadar ne yaşadın ki sen ? Her insanın geçmişinde yaşanmışlıkları vardır. Ama bazıları atlatamaz aradan seneler geçse bile o yükle boğuşur geçmişinden kurtulamaz işte bende o insanlardanım geçmişimde yaşıyorum hala geleceğe dair hiç bir umudum yok. Ne olucak'ki şimdi sabah güneş doğacak ve belki ben gözümü açtığımda güneş batmış olucak o güneşin doğuşunu izleyen şanslı insanlardan olamıcam. Diyorum hep geliyorum ve tam ortaya oturuyorum.
3 Aralık 2013 Salı
Sıcak çikolata
Pazartesi salıyı çalmış adeta baksanıza hava ne kadar'da donuk. Hani bu soğukta evden çıkasım,yüzümü yıkayasım'da yok. Yani insan öncelikle psikoloji olarak bir düşüyor sonra ayağa kalkmak istiyor ama nafile yatak mıtnatıs gibi çekiyor insanı. Şimdi bir sevgili olsaydı böyle olurmuydu ? tabiki de olmazdı giderdiniz bu soğukta üşenseniz bile banyoya girer temizlenirdiniz,kokular sürüp en güzel kıyafetinizi giyip koşar adımlarla sevgilinize giderdiniz.Ama ben gitmezdim popomun keyfini daha çok dinlerim zaten bir sevgilim yok acıların kadınıyım diyorumda beni anlamıyorsunuz, ''Bir sıcak çikolata'' bile içemiyorum.
Örneğin bugün kafamda deli sorular var öyle delilerki birazdan beni kemirip onlar salıyı yaşıyacaklar. Birde uzun zamandır sevgiliye yazı yazmıyorum, hani sevgili diye başlayan yazılarımdan. bu aralar yok yani zorlasamda çıkmıyor belkide bir sıcak çikolata içemediğimden'dir.
1 Aralık 2013 Pazar
BU PAZAR AŞIK OLSAK ?
Ben kışı sevgili ile severim baksanıza hava erkenden kararıyor,soğuyor falan tek çekilmiyor. Hani kahve sigarada bir yere kadar gidiyor. Bence tam zamanı, hadi aşık olalım birbirimize ama böyle delicesine olur mu? İlk önce sabah kahvaltı yaparız sonra küçük sohbetler ederiz belki sinamaya gideriz akşama doğru sıcak bir yere geçip sıcak çikolata içeriz sonra güzel bir yemek (makarnada olsa fark etmez) sonra sarılıp uyuruz olmaz mı ? Bu aralar kendimle uğraşmayı çok seviyorum mesela saçımı gidip yeşil yapıcam. :( Ben hastalanınca dünya başıma yıkılıyormuş gibi hissederim,yalnız kaldığımı düşünür,herkesin benden nefret ettiğini falan sanırım,,kedi gibi olurum.O değilde Sıcak çikolata çekti canım ama bu pazar'da geç kaldık.
25 Kasım 2013 Pazartesi
24 Kasım 2013 Pazar
BELKİ BİR GÜN ÖZLERSİN
Bugün boşluklardan boşluk beğendim doluya koydum olmadı,boşa koydum hiç olmadı.Sahipsiz bir uçurtma gibiyim kimsesiz öyle ya kimse senin gibi olamadı,ben alıştım susmaya..Adam olmaz senden derdim ya ben göremicem onu şimdi git gidiceksen bekleme,gidiceksen'de bir daha geri dönme.. Eskimiştik biz zaten plaklar gibi hep geri sardık. Şimdi unut gittiğin yerde unut adımı anma,gözlerimi unut,bakışlarım hayal olsun,sesim karışsın kalabalıklara bırak beni işte alıştım ben seni uğurlamaya ne fark ederki seni beklesem..Alışı gelmişin tersi olamadık hep tükettik,tükendik şimdi ellerimi bırak ve git..Ama çok büyüdüm sayende seni beklerken umutlarım,hayallerim büyüdü kocaman oldu daha ne kadar büyücek ? Yazıyorum böyle sana söyleyemediklerimi sessizce,belki bir gün özlersin diye..
GELİŞİN HEDİYEM OLSUN
16 Kasım 2013 Cumartesi
Şimdi Sırası Değil
Canım
Benim Bu Hayatta Çok Doğru Gördüğüm,Çok Doğru Saydığım,Çok
Şeyin
Zaman
İlerledikçe Benim İçin Yanlış Olduğunu Gördüm. Ön
Yargılarımla Hareket Edip Yanlış Gördüğüm Çok Şeyin De
Zaman İçerisinde Doğruluğu Beni Çok Üzdü. Hani Bir Söz Vardır
''İnsan Sevilmek İstiyorsa,Önce Sevilmeye Değer Olmalı'' Sözü
Kullağımda Hep Çınlar Bir Tanem Ben Demek'ki Sevilmeye Değer
Biri Değilim Diye Hep Kendimi Mukaheme Yaptım.Kendimi Çok
Eleştirdim. Bir İnsandan Kötülük Gördüğümde,Acaba Ben Ona Ne
Yaptım'ki Bana Bunu Yaptı Diye Derin Derin Düşünürüm. Çoğunda
Kendine Haksızlık Yapma Canan Diyorum.Çünkü Bu Dünya'da
İlişkiler Menfaat Ve Çıkar Üzerine Kurulduğunu Biliyorum.Sonra
Kendime Söylüyorum İşte ''canım Bir Başkasını Mutlu Etmek
İçin Sen Kötü Duruma Düşeceksen Hayır Demesini Bil.''Ben
Malesefki Hala Hayır Demesini Bilmediğimden Hep Sıkıntılarla
Boğuştum Canım, Bu Çok Güvendiğim İnsanların Sonra Bana Karşı
Olan Yanlışları Beni Tabiki Çok Üzüyor Ve Yıpratıyor. Ama Bir
Gerçek Ortaya Çıkıyor Oda İnsanı Olgunlaştırıyor. Tecrübe
Kazandırıyor. Bir Kitapta Okumuştum,İsmini Hatırlamıyorum Çok
Başarılı Ve Zengin Bir Adama ''sen Ne Kadar Başarılısın Bu
Başarını Neye Borçlusun'' Demiş Ünüversite Öğrencilerine
Verilen Bir Sempozyum'da. Oda Başlamış Anlatmaya ''Ben Hayatımdaki
Başarıyı Almış Olduğum Doğru Kararlara Borçluyum''Diye
Konuşurken Öğrencilerden Bir Tanesi Hemen Lafa Atılmış. ''
Beyefendi Siz Bu Doğru Kararları Nasıl Alıyorsunuz ?'' Bizim İş
Adamı Bu Sefer ''Hayatımda Aldığım Almış Olduğum Doğru
Kararları Ben Tecrübelerimle Alıyorum'' Diye Konuşmasını
Sürdürmüş. Bizim Öğrenci Yine Ayağa Kalkarak Bu Sefer
''beyefendi Biz Sizin Başarınızın Sebebini Siz Bize Anlatırken
Önce Almış Olduğunuz Doğru Kararları Sonra Doğru
Kararlarınızda Tecrübelerinizle Aldığını Söylediniz. Ama
Bizler Hala 22 Yaşındayız,Tecrübeyi Nasıl Edeneceğiz ? '' Bu
Sefer Bizim İş Adamı ''Hayatımdaki Tecrübeyide Yanlış
Kararlarla Aldım Diye Cevaplamış.
Ben 22 Yaşın
Tecrübesini Alırken Hayatımda O Kadar Yanlış Karar Varki
Anlatamam
Sana
Canım.Dünyanın En Zor Şeyi Yanlışın Bir Yanlış Olduğunu
Anlatmak, Seninle Olan Soğbetlerimizde Bana Ne Diyordun ? ''Sanada,
Hata Ve Yanlış Yaptığında Senide Çok Uyardılar. Yapma Dediler
Sen Zamanında Onları Dinledinmi Ki Benim Seni Çok Dinlememi
İstiyorsun, Bırak Bende Kendi Yanlışlarımın Arasından
Doğrularımı Çıkartıyım.'' Dedin Zaman Diyecek Hiç Birşey
Bulamıyorum.Çünkü Doğruyu Konuştun Ama Sevgilim Şunu'da
Unutmanı İstemiyorum. Benim Hayatıma Sen Sıradan Girmiş Her
Hangi Bir İnsan Değilsin Sen Benim Dünyamsın Sen Benim Hayatımda
Tek Sevdiğimsin.
Ben Artık İnsanların Sadece İyi Yanlarını
Görüyorum.Bu Hayatta O Kadar Çok Savaş
Verdim
Ki Artık Hiç Birşeyden Emin Değilim.Bu Dünyada Herkesi Birden
Memnun Edemiyorsun,Canım Artık Hayatımda Ben Birşeyden Eminim
Seni Gerçekten Çok Seviyorum.Hayatımda Vermiş Olduğum Bu
Savaşlar'dan Dolayı Dinlenmek İstiyorum,Senin Yanında
Anlıyormusun Ömrüm.
İnsan Kendinde Olmayan Birşeyi Başkasına
Veremez,Benim Bu Dünyada Kocaman
Bir
Kalbim Var, İçindede Kocaman Bir Mutluluk Var. Bunuda Sana Verip
Hayatımı Artık Dolu Dolu Yaşamak İstiyorum.Güzel Gözlüm
Hayatta Bir Günün Ne Kadar,Önemi Varmış 23.11.2009 Tarihini
Seninle İlk Karşılaştığımız Günü Derlerki ''bu Dünyada
Herkesin Bir Ruh İkizi Vardır,Eşi Vardır. ''Hani Kafalarımızda
Bir Eş Profili Olur.Rüyalarında Onu Görür,Kalbi Onun Varlığını
Arar.Gözler Kıyı Köşe Hep O İnsanı Arar Ya Sen Benim
Hayallerimin Erkeğiydin.Seni Görünce Gözlerim Ve Ruhum Çılgınlar
Gibi Seni İstedi,İlk Bakıştık Seninle Sadece Bir Kere Eminim
Hissetim Ama Sen Kocaman Bir Pisliksin Beni Çok Koşturdun :) Çok
Yordun Ama Değersin Bu Emeğe Canım Benim Seni Seviyorum Küçük
Adamım.
İlk Baktığım Gözlerdi
Gözlerin,Duyduğum En Güzel Şarkı Sesindi İlk
Hissetiğim
Sıcaklıktın, Ya Sen Benim İlk Aşkımdın Zaten Ayaklarım Yere
Değmiyorduki :) Ama Yılların Bizi Bu Kadar Yıpratacağını Hiç
Ummazdım Sevgilim. Yıllar Bizi Yıprattı,Üzdü,Parçaladı,Savurdu.
Artık Gözlerim Gözlerine Bakmaya Korkuyordu, Yavaş Yavaş Sessin
Uzaklaşıyordu , Hissetiğim Sıcaklık Kalabalıklara
Karışıyordu.Üzülüyordum,Korkuyordum Sevmemekten
,unutmaktan,gitmekten Ki Hiç Beceremedim Gitmeyi Hep Geri Döndüm
Şuan Olduğu Gibi.. Ama Hayatım İşte Ben Tam Kopucakken Kendi
Değerimi Hatırladım Kendime Çeki Düzen Verdim O Aralar Belki
Senden Nefret Ediyor Gibi Gözüksemde İçin İçin Sana Geliyordum
Sessizce.Benim İçin Artık Sevmek O Kadar Uzun Geliyor'ki O Kadar
İnancımı Kaybetim'ki Canım Karamsarlığımı Seninle Atmak
İstiyorum Anlıyormusun.Ben Etrafıma Bakıyorum Kimse Kimseyi
Sevmiyor Bee Hayatım Zaman Varya Her Şeyin Maskesini
Düşürüyor,Sonra Yenileri Geliyor Hayatım Bir Anlık Zevklere Ve
Bir Anlık Boşluğa Duygularımızı Satmışız Biz,Benim Duyduğum
Sevgi Ve Aşk Bu Değildi Birtanem. Yaşadığım ,hisettiklerim
Böyle Olmamalıydı.Benim Kocaman Hayellerim Vardı.Aşk
Üstüne,Sevgi Üstüne Canım Kalbimden Asla Çıkaramıyorum Seni..
Ben Şimdi Herşeyden Kaçıyorum Ama Herkesten, Seni Gördüm
Acabalarım Çoğaldı,Kaçarken Seni Buldum Beni Durdurdun
Aldatılmaktan,Yanılmaktan O Kadar Yorgun Olduğum Bir Zamanda,Sana
Korkusuzluğumu İçtenliğimi Anlatmaya Ve Sunmaya Hazırım Canım.
Bir Tahta Al Sevgilim,Bu Tahtaya
Yedi,Sekiz Tane Çivi Çak Ve Sonra O Çakmış
Olduğun
Çivileri Tek Tek Penseyle Çıkar. Orada Çivi İzlerinin
Kaybolmadığı Bir Tahta Kalır. Onların Yerleri Ebediyete Kadar
Orada Kalır. Evet Kalbimizde Bir Sürü Yaralar Var Ve O Yarayla
Yaşamayı Öğrenmeliyiz. Belki Geri Getiremeyiz Ama Bu Yeni
Hayatımızda Hatalarımızı Tekrarlamayız.
Şimdi Sessizliğe Boğuluyorsun Geç Kalma
Hayata.Hayat Her Zaman Cömert Davranmaz
Bize
Adamım O Sana Yakışanı Her Zaman Defalarca Karşına Çıkarmaz
Fırsatları İyi Değerlendirmek Lazım.Aradan Yıllar Geçer Sonra
Bir Bakıyoruz Yapayalnız Tek Kalmışız. Şunu Unutma Sana Değer
Veren İnsanlara İyi Bak,Peşinden Koşan Ve Sana Yaklaşmaya
Çalışan İnsanlara Dikkat Et Ben Sana Değer Veriyorum Saygı
Duyuyorum Ve Kalbim Tertemiz Açanlardanım Ben Hayatım. Şimdi
Sırası Değil Diye Bu Sevgiyi Boşver Diyorsun İşte O Zaman Daha
Dikkat Et Beni Çok Arayabilirsin Ama Asla Bulamazsın Hayatım.Aşk
Fırsatını Yakaladıysan Bırakma Sevgilim.
DOST
Merhaba yağmurda ıslanmış geceden en az benim kadar merhaba.Adı saklı dostum,biz geçmişimiz kadar yalnız düşlerimiz kadar inatçıydık.Birbirimizi yalnızlık kokan gecededen tanıdık.Mutlu olmayı hiç beceremedik ve ağladık hep sevdik özledik birilerini nedensiz. En çok aykırılığı sevdik. Ve aşk denen ilet en çok bizi naletledi mutsuzluğumuz ve umutsuzluğumuz bundandır. Yalnız değiliz. Ben seninleyim yalnızlık artık yok bizim için.
7 Kasım 2013 Perşembe
BİTTİ
öyle bitti bu aşk da Uzun bir hastalık gibi Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi, çiçekleri sulamayı unuttuğum gibi bitti.Anne özlemi çeken kimsesiz bir çocuk gibi,Büyük bir iktidarın yıkılışı gibi bitti.Bir utanç duvarı gibi yıkıldı. Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi,bitti hayatın bitişi gibi,filmin bitişi gibi.
bitti kitabın sonu gibi,yaz'ın sonu gibi bitti.Dedim ya bitti işte bu kadar kolay bitti. Senden vazgecemem sandigin icin bitti,Bi kez olsun gönlümü almadığın için bitti.Daha doğru bir karar olmadığı için bitti. Öyle ya bitmesi gerekliydi bitti. Şimdi dostlarıma kulak vermeliyim onları dinlemeliyim,hayata dönmeliyim,çiçeklerimi sulamalıyım iyileşmeliyim, alaturka şarkılar dinlememeliyim. Dedim ya bitti.Zerre değişmiyeceğin için bitti,Benim kız senin erkek olduğunu unuttuğum için bitti.Bitti biliyorsun dimi dönüşü yok artık bu yolun.Sadece bitti biliyorsun en kolay eylemdir bitirmek.son sözlerde bitti,Kendime saygım kalmadığı için bitti.Askta gurur olmaz ama sevgide gurursuz olmaz diye bitti. Öyle olması gerekti işte bitti.Son lale gibi bitti,Artık inanmaya gücüm kalmadığı için bitti.Pencereli açmalayım,kitapları düzenlemeliyim,yemek yapmalıyım belki yağmur yağar akşama doğru ve yarım bıraktığım yazılarıma geri dönerim.Söyledim sana bitti Çekirdeği içinde kırılmış küçük meyve tanecikleri gibi bitti,Bir kahvenin telvesi gibi,bir çayın demi gibi bitti.Dedim ya biletini kestim senin bitti.
Aslında sevmiyorum
Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyormusun ? Bilmiyorsun o yüzden seni ne kadar çok sevdiğimi söylemicem çünki bilmeni istemiyorum. bilseydin zaten yanımda olurdun. Belki sende severdin hatta sevmeye doyamazdın ama ben seni ne kadar çok sevdiğimi söylemiyorum çünki bilmeni istemiyorum. Zamanın nasıl çabuk geçtiğinide biliyorsundur. Saniyeler dakikaları dakilar saatlari saatler günleri günler ayları aylar seneleri kovalıyor. Belki ben seni bugün seviyorum yarın sevmicem yada bir ömür sevicem belki seni hep kovalıcam ama sen bilmiceksin. Çünkü seni ne kadar çok sevdiğimi bilmiyorsun. Bir ev düşün ama bomboş sadece bi tane ışık var o kadar işte onun ben olduğumu düşün şimdi seni ne kadar çok sevdiğimi söylersem gelirsin o ışığı söndürürsün seni kadar çok sevdiğimi bilmezsen hep aydınlık kalır o ev, o yüzden sana söylemiyorum seni kadar çok sevdiğimi.Aslında seni ne kadar çok sevdiğimi söylesem gelir kocaman sarılırsın ama ya seni kadar çok sevdiğimi söylersem bana sırtını dönersen ? İşte korkum yüzünden sana seni ne kadar çok sevdiğimi söylemiyorum. Bilme böyle daha iyi,büyük ama küçük yürekli adam.
CUMARTESİ
Kaç kişiyi sevdiniz? veya kaç kişi sizi sevdi? Kaç kişiyi üzdünüz ? kaç kişi sizi üzdü ? Kaç kişi ile seviştiniz ? yada kaç kişi ile uyudunuz? Kaç kez biri için ağladın ? kaç kişi sizin için ağladı ? En son ne zaman içten güldünüz ? yada en son ne zaman ağladınız ? Kaç kişinin peşinden koştunuz ? kaç kişi sizin peşinizden koştu ? En son seni seviyorum ne zaman dediniz ? Yada en son kime içtenlikle sarıldınız ?En son ne zaman başınızı yastığa koyduğunuzda hiç bir şey düşünmeden uyudunuz ? yada en son ne zaman sabaha kadar düşündünüz ? en son ne zaman bağıra bağıra şarkı söylediniz ? en son ne zaman fal baktırdınız ? Hiç şiir yazdınızmı ? yada bir şarkı ? En son ne zaman rap şarkı söylemeye çalıştınız ? Yada hiç serdar ortaç konserine gittinizmi ? Kaç kez yolda durup kedi sevdiniz ? YAda hiç sevdinizmi ? Kaç kez mendil satan çocuklarla soğbet edip mendil aldın ? En son ne zaman waffle yedin ? Kahve mi ? çay mı ? Rakı mı ? tekila mı ? Jameikamı ? kokain mi ? şarap mı? Vodka mı ? Aşk mı ? seks mi ? Uyumak mı ? sevişmek mi ? Duşa kabinmi ? küvetmi ? Cafe mi ? çay bahçesi mi ? Ağabey mi ? ablamı ? yada anneannemi ? babaannemi ? Çay bardağımı fincanmı ? Arka mı ? ön mü ? etek mi ? pantolon mu ? Yaz mı ? kış mı ?ugg mı ? postal mı ? Siyah mı ? beyaz mı ? iphone mu ? samsung mu ? Feysbukmu ? twittermi ? Tumblırmı ? instagrammı ? Erkekmi ? kızmı ? kedimi ? köpekmi ? Yaa bişi dicem ben bunun önünü alamıyorum boş verin bugün cumartesi hadi dışarı çıkalım..
LEYLALI GÜNLER
Gözleri gözlerime deydi ilk sonra beni yerden yere vurdu, kimsesiz çığlıklarımı duyan olmadı hiç yürümedim hep koştum ve sonunda yoruldum. Şimdi tek yaptığım kıçımın üzerine oturmak başka yapcak bişi yok peki '' Hızlı koşan atın boku seyrekmi düşer yoksa patır patırmı ? '' sizi bilmem ama benimki patır patır düştü neyse uzun lafın kısası ne ben leyla oldum nede o mecnun oldu aslında bu dünyaya bir daha bir leyla ile mecnun gelmedi örneğin bu devirde ferhat dağları delmiyor şirinler dağları deliyor. Galiba ben şirin oldum neyse hepinize leylalı günler
DUVAR
Bu
dört duvar arasında bir insan neler yapabilir ? İlk önce o insan
o dört duvar arasına sığacakmı? Peki ya duvarların rengi ne ?
En önemlisi o dört duvar arasında pencere var mı ? Benimkinde yok
ve benim duvarlarım simsiyah,sığamıyorum her geçen saniye,
karabasan gibi üzerime geliyor. Hiç bir şey yapamıyorum sanki
elim kolum bağlıymış gibi öylece oturuyorum duvarlara bakıyorum
hayal bile edemiyorum dışarıyı Bazen gözümde canlandırıyorum
bir pencere ama onun ardıda kapkara .. Küçük bir ışık var öyle
odanın tam ortasında, oda bir yanıp bir sönüyor can çekişiyor
sanki beni yalnız bırakmak istemiyormuş gibi ama ben zaten
yalnızım benim yüreğim ışıksız zaten sönSEN.
SEN
Nedenini bilmediğim içimde kopan sessizlikler var.
Haykıramadığım,söylüyemediğim,sevemediğim.
Tenine dokunup'da benimsin diyemediğim.
Ben ki kendimi cezalandırmışım aynı ten'le
Ki ben ödüllendirmişim kendimi başka bir ten'le
Kandırmışım yüreğimi aşk diye Ve
Gönlünü almışım bitmiş diye.
Neye kime faydası varki gözlerimin
Feri dönmüş delirmiş bu gözlerim
Kime baksa aynı der, ona baksa ayrı der.
Neresi gariptir bu tenlerin
Neresi heyecanlıdır soluk kesen nefeslerin.
Neresi çıldırtıcıdır kulağama fısıldayan seslerin.
Ben ki seni sevmişim ki ben sana tapmışım,
Sen ki beni saymamışsın ki sen beni görmemişsin.
Ayrılıklar nefes nefesedir.
Beklemeler heyecan kesicidir.
Buluşmlar yalnızlıktır
senli yollar keskin bir bıçaktır.
2 Ekim 2013 Çarşamba
GÜVEN
Eski evine nazaran yeni evi çok sessiz'di,hiç sevmezdi yalnızlığı ama alışıyordu yada alıştığını zannediyordu.Baş ucundaki 3 tane renkli kutudan oluşan komidinin üzerinde'ki kırmızı ışık yayan gece lambasına açıyor. Sanki kırmızı loş ışık ona kendini kalabalıktaymış hissi veriyordu,kim bilir belkide duvara yansıyan gölgesi odayı kalabalıklaştırıyordu.Eski sevgilisiyle yaşadığı güzel ve kötü anıları bir türlü beyninden silemiyordu hatta kestirip atamıyordu. Genellikle güzel anılar üste çıkıyordu,aslında artık sevmiyordu fakat alışkanlıklarından bir türlü kopamıyordu. Ne yapsa geçmişe dönüyordu.Çok denemişti başkalarıyla ilişki kurmayı fakat yapamamıştı,sadece eski sevgilisini cezalandırmak için teninin kokusunu karıştırıyordu. Ama ciddi bir ilişkiye hazır değildi. ''uzun süreli bir ilişkiden çıktım bana sıkıcı geliyor yeni birisiyle tanışmak '' diye kendini kandırıyordu. En çok istediğide aslında ciddi bir ilişkiydi ama ne kendine güveniyordu nede erkeklere..
BOYUMDAN BÜYÜK BİR YÜREĞİM VAR
Birisini susarak,birisini dokunarak seviyorum.Birisini sessizce,birisini çığlıklarla seviyorum.Birisini ölümüne,birisini hiç uğruna seviyorum.Birisini giderek,birisini konuşarak seviyorum.Birisini derinden,birisini dilden seviyorum.Birisini ben gibi,birisini başkası gibi seviyorum.Birisini gözlerimle,birisini niyetsiz seviyorum.Öyle işte ben hep birilerini severim,gönlümü kaptırır açık denizler'de boğulurum.Ama birisini çok seviyorum çünkü ona dokunamıyorum,birisini çok seviyorumda söyleyemiyorum.. Yaaa işte o adamı boyumdan büyük yüreğimle seviyorum ama yanına gidemiyorum,kırılmaktan korkuyorum,incinmekten korkuyorum,senden korkuyorum. Ama...
KİM BİLEBİLİR Kİ ?
Cevap bekleyen o kadar çok soru var ki kafamda,düşüne düşüne bir hal olup yine içinden çıkamadğım hatta bir milim bile katedemediğim sorular sorular ve sorular var. Bu aralarda çokta ''Pişmanlıklarım'' hit bazen düşünüyorum ''Neden?'' diye. Belkide hayatla seviştim yada hayat bana tecavüz etti kim bilir belki sarhoştum yada yaaa offf sadece yoruldum.
12 Eylül 2013 Perşembe
...
Her şeyden bıkmış,yıpranmış ve mutsuz bir kadındı.Tek isteği ölürken yanında birinin olmasıydı.Öyle'ya yalnız ölmek istemiyordu.Her gün aynı şeyleri yapıp,pencere kenarına geçip otururdu. Beklerdi neyi,kimi beklediğini bilmeden, saatlerce uykusuzluktan gözleri şişene dek otururdu.Sonra yatağına geçip sessizce ağlar uyurdu. Gün geçtikce daha kötü oluyodu, yaşlanıyordu en önemlisi hala yalnızdı. Gençliğinde geçirdiği günleri hatırlayıp kah gülüp kah ağlardı.Keşkeleri çoktu,mutlu olduğu zamanlar ise hatırlamıyacak kadar az.Geçmişte yaptığı hatalar yüzünden şimdi yalnızdı,yalnız ölücekti.Aslında ölüm korkusu ciğerlerine kadar girmiş kaçamıyor sadece susuyordu. Öyle ya kaçsa ne fark ederdi. Bir sabah güneş doğarken yatağında can verdi, yüzü gülüyordu sanki nur inmiş. Yaptığı kötülükler söylediği yalanlar biran'da silinmişti yoksa böyle gülmezdi.
11 Eylül 2013 Çarşamba
10 Eylül 2013 Salı
ADAM
Bir adam var karşımda,yatağa boylu boyuna uzanmış. Gözü kapalı fakat uyumuyor.Sanki büyük fırtınalardan küçük sıyrıklar almış,canı yanmış ama iyileştirmiş.İşte öyle uzanıyor ve düşünüyor ama ne düşündüğünü'de bilmiyor.Bİraz içine kapanık biraz huysuz ve birazda iyimsel, işte öyle yatakta uzanıyor. Gözlerini açıyor bana bakaıyor. Sanki hadi gel sevişelim diyor, ama yok yok sadece sarılıp uyumak istiyor. Çok üşümüş ve sadece sıcaklık istiyor biraz ruhunu ısıtmak , başka bir ruhla.. Güneş zorla perdenin arasından girip adamın yüzüne çarpıyor. Yanına uzanıyorum ellerimi tutuyor,bana dönerek ''hoş geldin seni bekliyordum '' diyor.
ÜŞÜDÜM
Rüyam'da bir kadın gördüm.Loş ışıklı bir odada,dağılmış yatağın üzerinde çırıl çıplak yatıyordu. Sanki ten rengini güneşin batışından almıştı.Dokunsam yanıcakmışım gibi... O kadar güzelki sanki tanrı saatlerce uğraşmış.Vücudunu incelerken , ayakları dikkaetimi çekiyor,incecik bir bilek ve küçücük pürüzsüz bir ayak. Özenle sürmüş kırmıjı ojesini belli. Sırtı o kadar muhtazamki kara kalem çalışması gibi,saçları dağılmış yatağa sağ kolunu yastığın altına sol kolu ise hemen yanında.Kalçasını dışarıya çıkarmış,sanki onu izlediğimi biliyormuş gibi poz veriyor bana bende onu yazıyorum. Gözlerini açıyor ve bana doğru bakıyor,galiba gel diyor. Güneş doğuyor, sanki güneş zorla perdenin arasından odaya giriyordu. Ve o altın sarı saçlarını sağ omzuna alıp,bana doğru dönerek sadece ''üşüdüm'' diyor.
6 Eylül 2013 Cuma
Mükemmel bir kıssadan hisse çıkartma hikayesi lütfen okuyun.
işte
kurnaz abd ve ingiltere tilkiye tamda uyuyor türkiyeyi yöneten 50 yıllık
sağ iktidarlarda genç horoza örnek. Türkiye halkınında tayyibin dediği
%50 dediği uyuyan halktır tabiki kurunun yanı sıra yaşta
yanıyor.emperyalizm bizi çeşitli yardım adı altında bizlere para ve
köylüye bedava gübre vererek topraklarımzı öldürüp sonrada o toprakların
verimsiz hale gelmesini sağladı. İsmet İnönü'nün bir sözü geldi aklıma;ben sizleri aç bıraktım ama yetim bırkmadım demişti 2. dünya
savaşı sonucu. daha sonra gelen gerici sağ iktidarlar bizi amperyalizme
natoya ve abd nin kucağına atmıştır .
(türkiye genç horuz)
Marşal
yardımı.Yol yapın,araba alın,benzin kullanın,sakın raylı sisteme
geçmeyin,ben kolayca sömürüp,yiyeyim sizi.İçimizde hain çok olunca,böyle
gerçekçi öykülerde çok oluyor işte. ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan Horoz ve Tilki Hikayesi!
“Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış.
Filmin adı ” Küçük Tavuk “. Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.
Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.
Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar.
Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.
Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır
alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor.
Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve artık irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor.Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor.
Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.
Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor. Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.
Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”
Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış. Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlamış.
Sorular:
1-Kümes NERESİ?,
2-Yaşlı horozlar KİMLER?
3-Genç horoz KİM, şu anda neler yapıyor?
4-En önemlisi tilki KİM?
Buna göre içinde bulunduğumuz durumu sorgular isek binlerce yorum ortaya çıkar. Unutmayalım Ulusların dostları yok sadece çıkarları vardır. (ALINTIDIR )
3 Eylül 2013 Salı
UYAN ADAM
Ben gidiyorum buraya sadece elveda demeye geldim. Okşadığım saçlarına,ellerine,kokuna,gözlerine elveda etmeye geldim adam. Sen hiç bir zaman beni sevmedin, hiç bir zaman bu taraftan bakmadın,sen bu evde yaşamayı öğrenemedin ki. Hep başkalarından aldım haberini,başkaları getirdi seni eve, sen hep yabancıydın be adam. Ben senin olurken bile bir yabancıydın. Bak şimdi gidiyorum avuçlarından akıyorum sicim gibi.. Görüyormusun pardon hissediyormusun ? Senle çok yaşadık ama az vakit geçirdik. isim vardı ama sadece isim vardı işte BİZ yoktuk. Eriyorum sevgilim görmüyormusun ölüyorum. Ayaklarına kapanmışım ''beni bırakma'' diyorum duymuyormusun, uyansana be adam niye uyanmıyorsun. Sadece bir gece bir gece uyan tanıyım seni. taş gibisin biliyorum biliyorum aslında için o kadar sıcak'ki, elimi deysem yanıyorum. Kabuk bağlıyor avuçlarım ben bu acıya dayanabiliyorum. Ben acı çekmeye razıyım sevgilim, sen yeterki benim ol.Güneş doğacak birazdan,gitmek istemiyorum lütfen tut kollarımdan. Şimdi ben gidersem ,gidersem ölürüm yaşıyamam adam, ben seni seviyorum. Öyle sırtını dönmüşsün yatıyorsun ama biliyorum sende beni seviceksin. Bak sana söylüyorum ben gidersem beni özlersin,seversin ama çok geç kalırsın.Hadi uyan ve BİZ olalım ne dersin ? Sadece sen ve ben.Sanki karın boşluğunda yaşıyorum.Son bir sigara bittiğinde gitmiş olucam. Sevgilim izmaritler taşmadan uyan. Pekala uyanma adam ben böylede yaşarım, galiba bitti sigaram gidiyorum bak !! Baş ucundayım ben küçük bir kağıtta ''günaydın'' Hoşçakal..
BİR ÇAY
Arkadaşlar
tam 3 aydır evde oturuyorum,çalışanlar bana çok özeniyor fakat
ciddi anlamda sıkıcı ve berbat. İzlemediğim dizi yok, geceleri
fox tv'deki ''Bir aşk hikayesi'' dizisini takip ediyorum akşam
haberlerinden sonra'da ''Benim hala umudum var,Sana bir vericem,görüş
kadınlar,güneşi beklerken'' Bunlar aklıma gelen diziler tabi
izlediğim filminde haddi hesabı yok ''my name is khan,I am
legend,deja vu,cesaretin var mı aşka,yeni hayat,aşkın
izleri,otisabi,kovboylar ve uzaylılar,intikam benim,mükemmel bir
kaçış,küçük gün ışığım,robot ile frank,erkek aklı''
Vardır daha izlediğim filmler aklımda kalanlar bunlar. Günlerim
aynı geçiyor,sabah öğlen 15:00 civarı kalkıp kahvaltı yapıp
birgisiyar başına geçiyorum sıkılınca kalkıp televizyon
izliyorum film,dizi derken akşam oluyor. Kafama eserse taksime
çıkıyorum, üşengeçliğim başladıysa koltukta sızıyorum.
Bende arkadaşlarım gibi işe gitmek çalışmak isterdim kafa
dağıtıyorsun hiç değilse. Tabi iş yok bulamıyorum, bulsamda
beğenmiyorum, en büyük etkisi cumartesi pazar çalışmam.
İstemiyorum yahu cumartesi gecesi dışarıya çıkıyorum yani o
yüzden hafta içi çalışacağım bir iş olması gerek.günler
ilerledikce'de kilo alıyorum. Gecenin bir yarısı kalkıp sucuklu
yumurta yapıyorum,cola,çilekli süt, abur cubur derken popom büyüdü
biraz.Anlıyacağınız evdeki kedimden pek bir farkım kalmadı.
Neyse çayımı tazelemeye gidiyorum. ÇAYA GELMEK İSTEYEN VAR MI ?
28 Ağustos 2013 Çarşamba
İSTİKLAL
Bugün
Saatlerce istiklar caddesinde oturarak,gelen geçen insanlara baktım.
İçlerini görmeye çalıştım. Kimisi geçmişinde acı çekmiş,
hayatını yaşayamamış,şimdi ise sokaklarda kendilerini
pazarlıyorlar. Kimisi sevgilisinden kazık yemiş,kadınlara
güvenmiyor ,o yüzden'de her gün başka bir kadınla olmayı tercih
ediyor. ''kendi içinde intikam alıyor'' Kimisi arıyışta belki
bir şey bulurum diye atmış kendini tünelin ordaki durağa,arıyor
fiziksel bir güzellik.Kimisi yabancı fakat türkiyede yaşıyor.
Kimiside çok yalnız, almış eline şarabını çökmüş bir
kaldırım kenarına içiyor ama yıldızlara.Bazıları çok
kalabalık,kimileri eğleniyor, kimileri eğlendiğini sanıyor.
Kimileri hayatla sevişiyor,kimileri yıldızlarla dans ediyor,kimileri'de hayata ağlıyor.Ve
benim gibiler ise sadece izliyor.
21.08.2013 Taksim istiklar.(TÜNEL)
SON KONUŞMA
Sevgilim,
bu kapıdan çıkmadan önce sana bir şey anlatmak istiyorum. Bana
Bir kaç yılını verdin,şimdiise bir saatini ayırabilirsin öyle
değilmi ? Bunu sana mutfakta anlatmak istiyorum. Şimdi ocağa aynı
büyüklükte üç kap koyarmısın. Hayatın bu evde geçti yerini
biliyorsundur. Evet hepsini suyla doldurup üçünün'de altını yak
ve senden istediğim her şeyden iki tane ver. ''Havuç,yumurta ve
kavrulmamış kahve çekirdeği'' Sen şimdi merak ediyorsundur,acaba
sonu nasıl bitecek diye,korkma sevgilim yine kapıyı vurup
gidebileceksin. Şimdi iki havucu birinci kaba,iki yumurtayı ikinci
kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koy.Şimdi
sadece 20 dakika beklemek zorundasın. Evet zaman geldi,üç kabıda
masaya koyarmısın! Eveeet ne görüyorsun ?Şimdi kaplarda kaynayan
havuçları,yumurtaları ve kahve çekirdeklerini özenle tabaklara
yerleştir. Şimdi ne görüyorsun ? Hiç düşünme canım ben
açıklarım.
''Havuçlar
haşlandıkca aslını kaybedip yumuşadı,yumurtalar
görünüşte,baştaki gibi sert duruyorlar ama işleri
katılaşmış,Kahve taneleri ise olduğu gibi sert duruyorlar,
baştan neyseler sonunda da öyleler. '' Bu değil tabi asıl
anlatıcağım. ''evlilik aşk,şefkat,birlikte olmaktır.Aşksız
bir evlilik her iki eş'de şu gördüğün havuçlar gibi bir
birlerini tüketirler,eskitirler,pörsütürler. Şefkatsiz bir
evlilikte ise,eşler bir birlerine ne kadar tahammül etselerde şu
gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar. Ve
aşkında,şefkatinde olduğu bir evlilikte ise,şartlar ne olursa
olsun eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi bir birlerinin yanında
kalırlar.Kendi kişiliklerini yitirmezler. Kahve taneleri tekrar
kaynatılmaya hazır olmaları gibi,onlarda bir biriyle baş başa
uzun yıllar geçirmeye isteklidirler.'' Yine yanıldın asıl
anlatacağım bu değildi. Kapların içinde sulara bakalım. ''
Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak.. İkisinin de bir
tadı yok''.Bana ordan bir fincan getirebilirmisin ? Evet şimdi
kahve çekirdeklerinçıkardığı kaptaki suyu fincana boşalt. Mis
gibi taze kahve kokuyor.''İçmek istersin her halde ?'' Kahve
çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin,paylaştığı
yuva işte böyle olur. Mis gibi,temiz ve huzur verici. Sevgilim
kahve taneleri gibi olabileceğin bir hayat geçirmeni dilerim. Biz
yapamadık Biz demin saydığım yumurtalardandık. Şimdi ayaklarını
vura vura gidebilirsin.
FARKLILAŞMAK
FARKLILAŞMAK
26 Ağustos 2013 Pazartesi
Hüzün
Hüzün
Jennifer
o eskimiş,rengi solmuş kırmızı mantosunu giymişti. Siyah renkli
postallarını giydikten sonra apartmannın merdivenlerinden sakince
indi. Ne zaman o kırmızı mantosunu giyse geçmişi gelirdi aklına,
hüzünlenirdi. Bir an düşündükten sonra çıktı,hava soğuk ve
pusluydu. Ellerini cebine koyup yere bakarak ilerledi kalabalıktan.
Biraz yürüdükten sonra sokağın sonunda birşey dikkatini çekti;
tatlı bir tabela. Jennifer severdi böyle varoş yerleri.
Ayakkabılarını paspasa sildikten sonra içeriye girdi. Cam
kenarında bir masaya geçip mantosunun cebinden çıkardığı
sigarasını kibritle yaktı. Sigarasından bir duman alıp kafasını
kaldırıp dumanı üfledi. Buğlanmış camdan dışarı bakıyor ve
kendini gelen geçenlerin yerine koyuyordu. Ama yine mutlu
olamıyordu. O karanlık geçmiş asla peşini bırakmayacaktı.
Halen içinde yarattığı uçsuz buçaksız denizde çırpınıyor;
tutacağı bir dal arıyordu. Yüzeye çıkmak dinlenmek ve huzura
kavuşmak istiyordu. Ama biliyordu ki; her yanlış hareketi nefes
almasını engelliyordu. Kapı sesiyle irkilip, kapıya baktığında
artık vakti geldiğini anladı. Masaya bozukluk bırakıp sessizce
dışarıya çıktı.
6 Ağustos 2013 Salı
BİR BAVUL BİR KAÇ KERE AÇILMAZ.
Yine bir gece ve yine baş başayım kendimle, işte yine seni bulup kaybettiğim yerdeyim. Hangisi daha zor yada hangisi daha acı ? Gerçekten gitmelimiydin ,yoksa yanımda kalıp savaşmalı mıydın ? Kapanmalımı artık gözlerim yada sonsuz karanlıkta tek başıma yürümeye devam etmeliyim, aslında ardıma bile bakmamalıyım , parçalamalıyım uğruna ölebileceğim değerleri,sevgileri ,tüm zamanları. O değilde nasıl yüceltmişim seni gözümde ve tutup kollarından indirmeliyim olduğun yerden. Bazı şeyleri kabullendiğimi görüyorum yada sadece rol yapıyorum ve belkide yaptığım role bende inanmaya çalışıyorum Neydi ters giden ,neydiki kavgalarımız,tartışmalarımız ? Bilemiyorum herşey çok garip,birşey ters gidiyordu onun sevgisimi azdı yoksa benimkimi azdı ? Herneyse bugünde geçti gitti biraz yağmur biraz güneş aynı benim duygularım gibi,sen gitmeliydin zaten bense ; gitme demekten öteye gitmemeliydim öyle ya gitmesemde dinlemezdin. Oyunumuz bitti kayıbız birbirimize.. Geceler titrek elerime bulaşıyor. Her sabah giden ''ay''a el sallıyorum.Gözlerimi yumuyorum ve sen sandığım bütün hayellerimi siliyorum. Ruhumun dallarında yedi veren günler eskitiyorum. Dünlerime tuz basıp, beş para etmez yarınlara gözlerimi açıyorum. O değilde ben tüm sevgimi kulağına fısıldamıştım. Dedim ya kayıbız birbirimize.. Bir varmış bir yokmuş diye başlayan masallardan biriydik biz, şimdi ise derin bir uykudan başka uykulara dalmaya gittik. Az gitsek ,uz gitsek deretepe düz gitsek sabah olsa güneş bize doğsa fakat ayrı evlerde,ayrı insanla, ayrı bedenlerde. Bitti aşk sandığımız masal..
İŞTE ÖYLE
Zaman çok fazla ilerlemişti aramızda,bir merhaba ile tanışmıştık. Koyu bir soğbete dalmıştık.Yaşamdan söz edip,aynı şeyleri sevmiştik yol bitene kadar aynı trenin yolcularıydık fakat duraklarımız farklıydı. Ben seni çok geç buldum ve çok çabuk kaybettim. Aslında birbirimize açtık,yakınlaşmıştık sadece küçük bir rüzgar beni senden almıştı.. Zamanlar kalleş,manzaralar hüzünlü..
Geşmişi arkamda bırakmıştım ve tüm geçmişi gösteren çerçeveleri atmıştım. Şuanda yanında olup sana sımsıkı sarılmak isterdim ama bizim ilişkimiz ''Aşk'dan ibaret değildi öyle değilmi ? biz böyle anlaşmıştık. Ben sadece oyun bozanlık yaptım ve sana aşık oldum, biliyorum çok kızıcaksın bana ama affet işte beni :( Seni uzakta çok seven bir kadın olduğunu unutma, böyle açmış kollarını seni bekleyen ama bunu belli etmeyen. Evet bedenin bunu kabullenir fakat ruhun bunu asla kabul etmez biliyorum. Çünkü aradğın ben değilim anılarımıza iyi bak olurmu...
Geşmişi arkamda bırakmıştım ve tüm geçmişi gösteren çerçeveleri atmıştım. Şuanda yanında olup sana sımsıkı sarılmak isterdim ama bizim ilişkimiz ''Aşk'dan ibaret değildi öyle değilmi ? biz böyle anlaşmıştık. Ben sadece oyun bozanlık yaptım ve sana aşık oldum, biliyorum çok kızıcaksın bana ama affet işte beni :( Seni uzakta çok seven bir kadın olduğunu unutma, böyle açmış kollarını seni bekleyen ama bunu belli etmeyen. Evet bedenin bunu kabullenir fakat ruhun bunu asla kabul etmez biliyorum. Çünkü aradğın ben değilim anılarımıza iyi bak olurmu...
4 Ağustos 2013 Pazar
BEKLEMEK
Hani bazen olurya , dışarıya çıkıp o her zaman beklediğin koca yürekli adamla karşılaşmak istersin, bazen nedensiz bazen nedenli. Gözlerini kapatırsın onu yüreğinde hissetmeye çalışırsın, karnına ağrılar girer,kalbin duracakmış gibi hissedersin fakat gözlerini açtığında o karşında değildir. Gözlerin dolar biran dalıverirsin yakınında duran bir objeye, senden habersiz yaşların dökülür gözlerinden ,boğazın yanar,ağzın kurur ayağa kalkmak istersin ama kalkamazsın sanki sen koca bir devin avucunun içindeymiş gibi hissedersin. Dünyada küçücük kalırsın sen bile kendini göremezsin gözyaşların bile senden büyüktür.Kafanı yastığa koyarsın uyuya kalırsın, gecenin bir yarısı kalkıp aynaya bakarsın gözlerin pancar gibi kırmızı ,balon gibi şiştir. Bir daha yatağına girdiğinde uyanmamak istersin, çünkü sabah uyandığında onu yine bekliceksin ve o yine gelmicek bunu bile bile uyanırsın. Günler böyle geçerken beklemekten vazgeçersin, tam bitti derken '' Geciktim özür dilerim '' der ve senin o kendi ellerinle ördüğün duvarı küçük bir gülümseme ile yıkar. Bilirsin yine gideceğini ve bir daha duvar öreciğini ama hiç üşenmezsin tekrar tekrar seversin,okşarsın,oynarsın... Ama bir gün sen gidersin o kalır geride ama o seni beklemez. Eğer bir kadın vazgeçmişse emin olun erkekte vazgeçmiştir.
BENCİLLİK
Peki niye pembe gözlüğümüzü takıpta dolaşmıyoruz?
Sarhoş olmaktanmı çekiniyoruz yoksa ayık kalmaktan mı ?
Evet biraz aptalaştırıyor pembe gözlük ama
Herşeye pozitif bakıyorsun gülüyorsun eğleniyorsun
Sonra birden şimşek çakıyor ve yalnızsın.
Hayat sadece aşktan,sevgiden ibaret değildir unutma!
Hayatın gerçekleri de var.niye düşünmüyoruz?
Dünyanın bir tarafında aç sususz ayakabısı olmayan binlerce insanlar, çocuklar var!
Biz burda yerken içerken hergün başka ayakabı giysi giyerken başımızı sokcak bir evmiz varken niye mutsusuz?
Niye yemeğimizi yedikten sonra ALLAH olmayanlarada versin demiyoruz?
Biz benciliz hiçbir zaman memnun olmadık hep bir üstünü büyüğünü istedik niye?
Dışarıda üstü başı yırtık birisini görünce niye gülüyoruz?
Düşünün belki önceden güzel bir ailesi vardı yediği önünde yemedği arkasında niye bu hale gelmiş peki? Düşündünüzmü onlarıda?Niye kapımızın önüne bir tas su koyupta hayvanlarımza yardımcı olmuyorsuz?Sevmesek bile uzaktan yardım etsek!Onlarda bir canlı onlarında hakkı var yemeye içmeye..
Biz benciliz!zavallı insanlarız.Biz sadece kendimizi düşünürüz.
13 Temmuz 2013 Cumartesi
BİR KADEH İÇKİ GİBİ AYDINLIK
Belki karşımda yanılıyorum bu gözler senin gözlerin değil. Aldatıyorlar
beni, karanlığın gözleri olmalı bunlar. Bana böylesine keder veren,gülmeyi
yaşamayı haram eden bir karanlığın gözleri olmalı. Öyleyse sana hiç bir
zaman yaklaşamıyacağım. Yalan bu geçici sevinç,bu nur,bu ışık, bu karanlığın
ortasında yanan alev gözler bu bir kadeh içki gibi aydınlıkk.....!
AŞK
Loş ışıklı odamda oturuyorum
Gölgem beni dinliyor.
Dertleşiiyoruz işte o bana ben ona
Anlatıyor birşeyler ama ama dinlemiyorum
Kafama göre takılıyorum yine,
Herşey anlamsız duygusuz geliyor
Yada ben anlamak istemiyorum
Çokmu boğuldum açık denizlerde
bir türlü kıyıya çıkamadım
Yoksa azmı sevdim
Boşluğu doldurmaya çalıştığım içinmi vazgeçemedim.
o başkasının bunu kabulet'' der beynin.Kalbin çaresizce o benim ve benim olcak dersin. İkisinin arasında kalırsın.Ve sonunda karşına biri çıkar işte buldum dersin. 1 hafta sonra ayrılırsın acı çekmezsin.arkasından biri daha,biri daha,biri daha derken onu özlersin.Gözlerini,gülüşlerini,ellerini,tenini,saçlarını,parmaklarını,dudağını herşeyini ama herşeyini özlersin. Yanımda olsa keşke dersin ama o yoktur ve hiçbir zamanda olmucak sne istesen bile o istese bile artık yollarınızı ayırmışınızdır. Ne gerek var o koskoca yolu geri dönüp buluşmaya bu kadar ilerlemişken. Özlüceksin deliler gibi özlüceksin , canın acıcak,yanıcak, sabahlara kadar ağlıcaksın,çığlık atıcaksın 'Lütfen lütfen Allahım lütfen '' diye yalvarıcaksın. Ve tekrar tekrar özlüceksin, ama artık alışcaksın onun gittiğini ve senin ona sırtını döndüğünü anlıyacaksın ama biraz zor olucak sancılı geçicek günler fakat kim çaba göstermeden başarıya ulaşmışki ? Şimdi mutluluk senin hakkın hadi kullan..
Gölgem beni dinliyor.
Dertleşiiyoruz işte o bana ben ona
Anlatıyor birşeyler ama ama dinlemiyorum
Kafama göre takılıyorum yine,
Herşey anlamsız duygusuz geliyor
Yada ben anlamak istemiyorum
Çokmu boğuldum açık denizlerde
bir türlü kıyıya çıkamadım
Yoksa azmı sevdim
Boşluğu doldurmaya çalıştığım içinmi vazgeçemedim.
Diyorumya hep insan hep sever ve sevilmek ister ama sevilmez.
Sevmiceksin kimseyi, karşındaki sevmediğinde kırılıyosun,cam misali parçalanıyosun,Yada bağlanmıyacaksın ve dünyanın onun etrafından dönmediğini bileceksin ki çekip giderken, sen küçükmüceksin. unutma elvedalar kalanlar için değil gidenler için hep zordur.Çevrendeki kişilerin sözünü dinlemelisin ''bağlanma'' derler. Evet doğru söylüyorlar.sonunda acı çeken sen oluyosun.Boşuna akıtıyosun gözyaşlarını boşuna tüketiyorsun nefesini. Yanarsın için için gitmesi koyar sana gitmek istersin buralardan ama yaşıyacağım çok şey var dersin vazgeçersin.Ve doğruyu bulana kadar teker teker satırları okursun, ilk günlerdeki gibi heceleye heceleye.. Şıkları işaretlersin arada en arkadaki sayfaları açıp doğrularını işeratlemek istersin, hep doğru olsun istersin istersinde yanlışların hep daha fazla çıkar. Ve bir yanlışın gömülmene yardımcı olur.Hep dersin neden hep ben , o kadar diyen varki bu cümleyi sadece sen değilsin, sadece sen değilsin aşk acısı çeken,ağlayan,üzülen,kırılan,umutsuz..avutursun kendini dağıtmak istersin heryeri, rahatlıcanı sanarsın ve rahatlarsında.Ama bazen içinde birşeyler kopar gidiyim yanına sokuluyum, koynuna giriyim ,sabaha kadar onu izliyim dersin ama yapamazsın..Gözlerin dalar bir an hatıralar sarar dört bir yanını izlersin teker teker.O günlere geri dönmek istersin bir sihirli değneğim olsada geri getirsem onu dersin.Ama beynin derki o senin değil ve hiçte olmadı , getirsen ne faydaki yine gitcek,senin olmadığı birşeyi sahiplenmiceksin.o zaman anlarsın birşeyleri büyürsün büyüdüğünü sanarsın,düşüncelerin değişir,fiziğin değişir, fikir ayrıcalıkları olur.'' Beni birkere görsün eskisi gibi değilim yine aşık olur'' dersin.Ama o seni bu halinle bile görse o eskisini görür, eski düşüncelerini,o çocuksu hareketlerini,uyumsuzluğunu fakat bir oturup seni dinlese ne kadar değiştiğini görecektir ama dinlemez o önyargılı tavrından haz vermez. Fakat sen onun anladığını sanarsın.''.HAYIR! o başkasının bunu kabulet'' der beynin.Kalbin çaresizce o benim ve benim olcak dersin. İkisinin arasında kalırsın.Ve sonunda karşına biri çıkar işte buldum dersin. 1 hafta sonra ayrılırsın acı çekmezsin.arkasından biri daha,biri daha,biri daha derken onu özlersin.Gözlerini,gülüşlerini,ellerini,tenini,saçlarını,parmaklarını,dudağını herşeyini ama herşeyini özlersin. Yanımda olsa keşke dersin ama o yoktur ve hiçbir zamanda olmucak sne istesen bile o istese bile artık yollarınızı ayırmışınızdır. Ne gerek var o koskoca yolu geri dönüp buluşmaya bu kadar ilerlemişken. Özlüceksin deliler gibi özlüceksin , canın acıcak,yanıcak, sabahlara kadar ağlıcaksın,çığlık atıcaksın 'Lütfen lütfen Allahım lütfen '' diye yalvarıcaksın. Ve tekrar tekrar özlüceksin, ama artık alışcaksın onun gittiğini ve senin ona sırtını döndüğünü anlıyacaksın ama biraz zor olucak sancılı geçicek günler fakat kim çaba göstermeden başarıya ulaşmışki ? Şimdi mutluluk senin hakkın hadi kullan..
SANA İNAT
Bazen takmamak gerek hiç birşeyi..Herşeye üzülmemek gerek..Gülümsemek
gerek bazen,acılara İnat, olumsuzluklara İnat , hayata inat. Olması gerekende
bu değilmi aslında ?...Kim kendisi için üzülmeyi hak ediyorki?Neden başkası için aksınki bu gözyaşlar ?Ama artık öyle herşeye üzülmek
yok..Dert etmek yok..İçimdeki hüzünleri öldürdüm ben , artık onların yerinde,kocaman mutluluklarım var...Kim giderse gitsin,umrumdamı sanki?Artık hayatımı mutluluklarım
süslüyor..Gülüşlerim neşelendiriyor günlerimi..O kadar mutluyumki..Birtek kendim olsa bile yeter bana ve o eskiden hep kaçındığım gülüşlerim şimdi vazgeçilmezim oldu..
4 Temmuz 2013 Perşembe
ŞİZOFREN.
''Ben ne saygısız ne de ahlaklıyım , belki bir uzman yada çok iyi olamam ama ben benim.''
Benim mutluluğum kendi içimde sen değilsin. Bu yalnızca sen geçici olabileceğin için değil ; Ama aynı zamanda senin beni olmadığın şekilde istemen yüzünden, mutlu olamam değişemem.
Doyurmak için senin yalnızca senin egoizimini ya da hoşnut olabilirmiyim ?.Düşünmediğim için sen beni eleştirdiğinde senin fikirlerini senin gibi göremediğim için ? bana isyancı diyorsun : Oysa ben senin fikirlerine her karşı çıkışta sen bana baş kaldırdın. Senin aklını bir kalıba sokmaya çalışıyorum. Sen yalnızca sen olmak için çok sıkı çalışıyorsun, biliyorum bende sana ne olacağımı söylemene izin veriyorum.Kendimi yoğunlaştırıyorum.
DOKUNAMADIKLARIM.
Bütün yanlışlarım bütün gözden ve elden kaçırdıklarım tutana bildiklerim ve geriye kalanlardan bir hayat yaşıyorum.. Ne güzel ağlıyor geceleri yastığım hep ıpıslak, ıpıslaklığa yüzümü sürüyorum..
Aynaya bakıyorum sanki aynanın elleri nemli ve terli sırtımı dönüyorum onun öteki yarısı gibi karın boşluğuna giriyorum. '' Elleri boynumda ne kadar sağır ve nemli ve hiç kokmuyor o hani aşk kokusu o hani ihtiras kokusu o hani erkek kokusu yok . Oda ne kadar sessiz hiç sevmiyorum ve yalnızlığıma alışamıyorum yada alıştığımı zannediyorum.
(Bir kadeh içsem,yok yok canım bu saate ne şarabı, canım keyif benim değil mi biraz sarhoş olmak istiyorum hemde gecenin yarınsında) Elimde bir kadeh şarap koridordan geçerken fortmantonun aynasına takılıyorum.
Çok güzel gözlü,kısa dağınık kumral dalgalı saçlarımla, okka gibi burnumla,1.60 geçmeyen boyumla evet güzel bir kadınım hem çekingen hem inatçı hem içine kapanık hem atılgan hem duygulu hemde serseri ruhlu bir kadınım.(Yok yok çingene ruhlu desem daha iyi ) Kendime hayran hayran bakmaktan vaz geçip salondaki koltuğa serildim gülmeye başladım bir yandan kadehimden şarabımı yudumlarken aklıma bir yerde duyduğum bir söz geldi.. ''Hayatta en pişman olduğum şeyler, pişman olacağım diye yapmadıklarım ve dokunamadıklarım''
Gözlerimi kapadım, o çok sevdiğim göz yaşlarım yanaklarımdan sıcacık akmaya başladı
Geceliğimin açık yakasından ne güzelde göğüslerime doğru süzülüyor. Çocuk gibi yüzüme dizlerimi çekip karnıma doğru hıçkırıklarımla ilgileniyorum. Bir yudum daha içiyorum ah şu ölümlü dünya ah hiç bir şey için üzülmeye değmez yaşa yalnızca yaşa , yaşadıklarından tat al yaşarken mutlu olman için tek şey savaşmak pek çok şey edinmelisinki onlar sırası gelince seni mutlu etsin,güçlü kırsın.. ''Ne olacak ne bitecek sonumuz ne olacak artık'' bunları düşünmekten beynim uyuştu. (Bunları aklından geçerse yaşadığın anlardan dolu dolu zevk almazsın'ki ) Sonsuzlukta yaşar gibiyim, yerimden kalkamıyorum, aklım yerinde ama sanki bu kollar,bacaklar benim değil.
Geceliğimin açık yakasından ne güzelde göğüslerime doğru süzülüyor. Çocuk gibi yüzüme dizlerimi çekip karnıma doğru hıçkırıklarımla ilgileniyorum. Bir yudum daha içiyorum ah şu ölümlü dünya ah hiç bir şey için üzülmeye değmez yaşa yalnızca yaşa , yaşadıklarından tat al yaşarken mutlu olman için tek şey savaşmak pek çok şey edinmelisinki onlar sırası gelince seni mutlu etsin,güçlü kırsın.. ''Ne olacak ne bitecek sonumuz ne olacak artık'' bunları düşünmekten beynim uyuştu. (Bunları aklından geçerse yaşadığın anlardan dolu dolu zevk almazsın'ki ) Sonsuzlukta yaşar gibiyim, yerimden kalkamıyorum, aklım yerinde ama sanki bu kollar,bacaklar benim değil.
12 Haziran 2013 Çarşamba
GAZ MASKESİ ALA BENZİYOR , BİBER GAZI BALA BENZİYOR. #DirenGeziparkı
- Kuş cıvıltısı içinde çayımızı kahvemizi içtiğimiz yerdi
- Gazetemizi,dergimizi,kitabımızı okuduğumuz yerdi.
- Ünüversiteden bir kaç arkadaşla gelip vizelere ve finalere çalıştığımız yerdi.
- Liseden kaçıp arkadaşlarla toplandığımız yerdi.
- Ailerimizle gelip dolaştığımız yerdi.
- çocuklarımızın koşuşturduğu yerdi.
Peki ya şimdi Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan şimdi ne oldu?? Bizi ayağa kaldırdın'da başın göğe mi erdi. Bizi birbirimize düşürüp kedi köpek gibi kapışacağımızımı sandın ne sandın !! İnsanlar yalnızdı, insanlar artık yabancılaşmıştı, birbirimize açtık birbirimize susamıştık ve sen Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Sana teşekkür ediyoruz hemde çook. Neden mi bu insanlar tekrar bir araya geldi, el ele verdi, sevgimizi birleştirdik ,birbirimize sımsıkı sarıldık en önemlisi birlik olduk artık kimse yalnız değil artık kimse birbirine yabancı değil. BİZ ÇAPULCUYUZ BİRBİRİMİZE MUHTACIZ. Halk el ele verdi ve hiç bir kul bu zinciri bozamaz artık.Bir elin nesi var iki elin sesi var. TEŞEKKÜR EDERİZ ARTIK İNSANLAR BARIŞTI..
Duyuyor musun sesi? İşte bu halkın öfkesi!
Olmayacak hiç bir zaman bir başkasının kölesi...
Sanki kalp atışları karışıyor davullara
Yürüyoruz gururla yeni bir yarına.
Sen de gel katıl bize diren bütün bu baskıya
Gurur dolu dünya barikatın arkasında
Sen de özgürlüğün için diren omuz omuza…
Duyuyormusun bizi işte çapulcunun sesi...
Olmayacak hiç bir zaman bir başkasının kölesi...
Sanki kalp atışları karışıyor davullara
Yürüyoruz gururla yeni bir yarına....
26 Mayıs 2013 Pazar
MUTLULUK SIZINTISI
YALAN SÖYLEME ÖZLEDİN
ÖZGÜRLÜK
Bir martı olmak isterdim..
Özgürce denizin üzerinde uçabilmek,
dilediğim yere gitmek,
kendime bir çatı bulup sırtımı dayamak..
Ve bazen martı olmak isterdim
Sadece özgürlük.
Özgürce denizin üzerinde uçabilmek,
dilediğim yere gitmek,
kendime bir çatı bulup sırtımı dayamak..
Ve bazen martı olmak isterdim
Sadece özgürlük.
BİR AVUÇ SEN
Fazladır bazen avuçlarından taşar.
Kucaklamak istersin fakat tutamazsın
Parmaklarından akar sicim gibi
Sığmaz yüreğine,sıkıştırmak nafile
Dilinin ucuna saklanır, kelime olur uçar
Kirpiklerinden düşer tane tane
Toplayamazsın o kadar fazladırki..
Aslında bir avuç ''SEN'' o kadar küçüksün'ki
DÖRT KELİME FAZLA
Siyah bir trenin dumanında boğulurken
El salladım gidenlere
Ve kimse dönmedi geriye
Mevsim bile daha hızlı geçti gözlerimden
Zaman tuttu ellerimden
Gİtmeni kabullendim.
Gİt içimdeki çocuk
Kal diyemem artık sana
Tebbesümlerimi al
Sevinçlerimi
Aşklarımıda al
Gülüşlerimide
Bir yalnızlığım kalsın bana
Bİr bavula dört kelime fazla.
El salladım gidenlere
Ve kimse dönmedi geriye
Mevsim bile daha hızlı geçti gözlerimden
Zaman tuttu ellerimden
Gİtmeni kabullendim.
Gİt içimdeki çocuk
Kal diyemem artık sana
Tebbesümlerimi al
Sevinçlerimi
Aşklarımıda al
Gülüşlerimide
Bir yalnızlığım kalsın bana
Bİr bavula dört kelime fazla.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)