14 Ekim 2011 Cuma

Biradamsevdim

Bir adam sevdim,gözleri dumanlıydı
içinde fırtınalar kopardı,sırları vardı,adeta taş gibiydi 
Dışarıdan bakılınca mermer kadar soğuk,fakat onun dünyasına girince
onu hisedince ,toprak kadar sıcak ve huzurluydu
Bir adam sevdim,gözleri dumanlıydı
Her baktığında,gözlerim kavrulur.içim yanardı.Tenime dokunduğu sıra kül olup uçardım..
Öyle bir adam sevdimki;
Gözlerinde dumanlı bir perde vardı ve hiçbir zamanda bana sahip olamıcaktı .
Bir adam sevdim,gözleri dumanlıydı
Hiç benim olmadı,benimiş gibi sevdi,biraz umursamazdı biraz serseriydi.
ben bilmezdim,utanırdı bazen hatalarından,utancından gelmezdi.
Sıcak yaz günlerinde,bir bardak su gibiydi
Hiç ikincisini içemezdim.Ne yetti varlığı,ne çekip gidebildim.
Bir adam sevdim,gözleri dumanlıydı
Biraz vurdumduymazdı,biraz maymun iştahlı.ne yardan,ne serden vazgeçerdi.
İşte bir adam sevdim
Bir yaz günü,sessizce sarıldım soğbetine.
Kendinden emin,güvenliydi.kalbini gördüm bir gün şaşırdım.
Kızınca çıkıp giderdi birden
Arkasından ağlardım o hiç bilmezdi
Yoksa hiç öğrenmezdim beni sevdiğini.
Ayıkken olmazdı yüreğini açacak cesareti


Bir dubleydi anlıyacanız sevdası.

11 Temmuz 2011 Pazartesi

RÜYA

Genç adam içkiliydi yine..genc kız onu beklerken yenip düştü uykuya belki rüyasında mutluydu sadece gülüyordu uyurken bile adam kapıyı tekmeledi tüm gücüyle kadın sıçradı uyudugu yerden saskın gözleriyle bakıyordu etrafa ve kalbi hemen hızlı çarpmaya basladı yine kötü bir gece bekliyordu.adam içeri girer girmez saclarından tuttugu kafasını vurdu duvara kaşı yarılmıstı kan akıyor akıyor durdurmaya calışmıyordu dursa bi başka yerden yine kanayacaktı yarası hemde çok hiç birsey düşünmüyordu artık sadece rüyaları seviyordu geceleri uyurken

10 Temmuz 2011 Pazar

Ne koyuyor biliyomusun seni görüpte tanımamış bir insan gibi davranmak

SENİN CANINIM

frank sinatra

Bugün içinyorum sevgilim,frank sinatra fly me to the moon şarkısında bu şarkı huzur veriyor.

Beni aya uçur
Ve bırak oynayayım yıldızların içinde.diyor.

işte bak uçurdun beni oynuyorum tek her gece yıldızlarla
Elimi başka dünyalarda tut
Başka dünyalarda öp beni sevgilim,diyor bak senden  sonra yeni hayatlarda karşılaşırmıyız öpermisin beni sevgilim.
Sen benim ümit ettiğim her şeysin
Tapındığım her şeysin,diyor bak hayalimsin benim sevgilim
Lütfen başka dünyalarda gerçek ol
Başka dünyalarda seni seviyorum,ben kendi dünyamda seni seviyor olcam ama bugün bir başka seviyorum seni sevgilim öle işte seviyorum deliler gibi özlüyorum deliler gibi..
Gel diyorum gelmiyosun..gel işte sevgilim öp yeniden biraz tuzluymuş de birdaha öp..Ben bugün seni bir başka seviyorum nedeni var,gülüşün..

9 Temmuz 2011 Cumartesi

BOŞVER

Şimdi ben peşinden gelip sana yetişmeye çalışsam,sen başka yolları kullanıp bana
tekrar dönmüş olursun,bir türlü bir araya gelemeyiz..

Bölede ballıyız..

SEN

Hep sen mutlu ol istedim,
hep sustum ve sineye çektim.
Baktımki sadece ben eriyorum,
bende yakışanı yapmalyım dedim.
Şimdi kendimi düşünüp gidiyorum,
ve sadece sensiz köşeler huzur istiyorum..

?

Ben dengi,diyor musun ?
Öyleyse..Neden gidiyorsun ?
Söylesene..
Benden gidiyor musun ?

Ayrılık

Yalnızlar rıhtımında geçer adım,
biraz yalnızlıktan biraz acıdan bahsettilir.
Aşk dedimi alev olur kalbinin en derin,en saf noktasında yaktırır.
Yalnızlığa açılan en büyük kapıda toplanır,
ayrılık olur benim adım ..

CAN

Aşka yanmalı,can dediğin...
Ya canın olmalı ya da canını almalı...
Yar diyemezsin ki herkese...
İçinde yaran olmalı...
Herkesin de bir yuregi vardır amma...
Yürek dediğin de bir aşka yanmali....

8 Temmuz 2011 Cuma

''Olsun İstersin''

Olsun istersin
Hatta olsun diye yapılması gerekenden daha fazla üstelenirsinAşktır;değer verirsin,ödün verirsin,sevgidende öte saygı gösterirsin,olmayacak kaç şey varsa bir araya bile getirirsin..             Bakarsın,ne anlattığını anlayabilmiş(?)ne de çözüm için bişeyler yapma gayretinde
İştir;sabahlarsın,''olsun''diye ailenden çaldığın zamanı oraya verirsin...                                                 Dostu;hayatta kimseyi dinlemediğin kadar dinler,kendini ayırmadığın onca şeyi ''o'na''ayırmaya çalışırsın..Sonra olayın içinden kendini çıkardır şöyle karşıdan yaptıklarına bir bakarsın..Bakarsın ki her şey başladığın gibi!
Gönlün rahatmı                                
Elinden geleni yaptın mı?
Cidden olmuyorsa zorlamıcaksın..

AŞK'ımaiyi bak olurmu Benden Bu kadar Sevdiğim, Sana canı gönülden mutluluklar dilerim.


Olumsuz Düşünen İnsanları

Olumsuz düşünen insanları duymayın...(mutlaka okuyun)
Onlar kalbinizdeki ümitleri çalarlar.


Günlerden bir gün ...
kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir
kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını
seyretmek için toplanmışlar.

Ve yarış başlamış.
Gerçekten seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin
tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş.
Sadece şu sesler duyulabiliyormuş:
"Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!"

Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker
yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla yılmadan
kuleye tırmanmaya çalışıyormuş.Seyirciler bağırıyorlarmış:
"...Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!.."
Sonunda, bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin
ümitleri kırılmış ve bırakmışlar.

Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı basarmış.
Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler.
Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş..
Bu işi nasıl başardın diye. O anda farkına varmışlar ki,
kuleye çıkan kurbağa sağırmış!

Olumsuz düşünen insanları duymayın...
Onlar kalbinizdeki ümitleri çalarlar.
 
 

DÜŞÜN

Düşün…
Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Her şey sende başlar, sende biter…
Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme,
Tükettirme içindeki yaşama sevgisini…
Hep hatırla: “Çaresizseniz, Çare “SİZSİNİZ””

DAHA SUSMADIM ..

Çok uzun emekler verir, ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki ; başka bir adama, ait olmayı istemez.  Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela.. Tam tersi, konuşmamız lazım der. Erkekler de, en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o konuşmalar; maç bitimine..., yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.  Kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.  Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.  Kadın susarak gider!  En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir.  Kadın, gerçekten gitmişse; çok sessiz olmuştur ayrılışı. Kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama, bir kadın sessizce gider. Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.

AFFETMEM

....Biraz yorgunum.
Biraz kırgın..
Biraz da kirletti sensizlik beni !
Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
"İyiyimler" diktim dilime.
......Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
Gel diye beklemiyorum artık
Alıştım mı yokluğuna ?
Vaz mı geçiyorum, varlığından ?
Tedirginim aslında,
Ya başkasını seversem
İnan ozaman seni hayatım boyunca affetmem !!

29 Haziran 2011 Çarşamba

İşte bugünüm ve dünlerim

Kaç zamandır hiçbirşey yazmıyorum buraya,buda bazı şeyleri kabullendiğimi gösterir.Belkide kabulenemedim öle yapmaya çalışıyorum yani kısaca rol yapıyorum,ve bu role bende inanmaya çalışıyorum.çok fazla birşey istmeiyodum fakat karşımdakinide değiştiremezdim ve bende değişemezdim.ama biz böle kabullendik,ben kabullendim ama birşeyler ters gidiyordu  neydiki kavgalarımızmı tartışmalarımızmıydı !Bilemiyorum herşey çok garipti birşeyler ters gidiyodu onun sevgisimi azdı yoksa benimkininmiydi ! Bu sorulara cevap verirmicenden ünlem işareti koyuyorum (!) niyeki bu soruların cevabını ben her gece veriyorum ben varım işte kocaman ben kocman soru işareti (?) Herneyse bugünde geçti bir gün biraz sıcak biraz yağmur karışıktı aynı benim duygularım gibiydi yaz yüzünü gösteremedi bir türlü aynı onun gibi..Aslında ben bazı şeyleri perdelemişim saklanmışım birşeyler onun korkusuyla onu kaybetme korkusuyla ben dün gece bunu anladım.Aşkta gurur olmaz diyolarya onda kocaaaamaaan bir gurur var.Evet bazı şeyler haklı olabilir ben onun yerine kendimi koyup düşünüyorum fakat o ! benim yerime koyup kendisini benim açımdan düşünmüşmüdür bende haklıyım kendi çapımda oda haklı bazen kesişiyor yollarımız ikimizde aynı kapıya çıkıyor düşüncelerimiz fakar bunlar yetmiyorki neden ? bak soru işareti koydum :)) havalar ısınmaya başladı terliyorum ama bazen çok üşüyorum donuyorum oda onun gittiğinden beri, belki birdenbire kilo vermemden de kaynaklanıyor olabilir :)ona neler anlatmak isterdim şuanda bütün herşeyimi ama dinlemezki ! Ne zaman dinlediki bana sorsanıza..acaba o şimdi napıyordur diye düşünmedim değil yine herzamanki gibi kıskançlık krizlerim tuttu hala o benim diyebiliyomuyum acaba işte bunun yanıtını ben hala veremedim..çünkü onun yanıtı onda...Neyse çok uzattım ona iyi geceler diyorum ama yatmıyorum uyumuyorumda daha sabahlar benim :)

27 Haziran 2011 Pazartesi

Eğer bir gün, Teninin renginden ötürü çıkarsan mahkemeye,

YABANCI

seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...

yapamadın ki

“Seni çok özlüyorum” değil de “Seni özlemek bile güzel” deseydin;
ayrı da olsak inanırdım beni her dem yüreğinde yaşattığına……

“Sen benim için çok özelsin” demeseydin de; “Özel olan her şey sende saklı” deseydin;
kendimi şimdi böyle basit hissetmezdim…

“Bir gün bitecek” demeseydin de “Aslında seni hiç sevmemişim.” deseydin ;
en azından delikanlı biri yaşatırdın yüreğimde…
Ama yapamadın ki…

Vedalaşabilecek kadar yürekli olsaydın ,
aklıma geldikçe gülümseyebileceğim hoş bir anı,
güzel bir tat olarak kalırdın bende…

SÖKÜP ATAMIYORUM 'DÜŞLERİMDEN'

Yine bir gece ve yine baş başayım kendimle, işte yine seni bulup
kaybettiğim yerdeyim.İnsanın bir şeylere karar vermesi ne kadar zor; ya seni içime gömmeli ya da artık içimden söküp atmalıyım. Ama her ne olursa olsun susmalıyım. Hangisi daha zor, hangisi daha acı? Gerçekten gitmeli miydin, yoksa yanımda kalıp savaşmalı mıydın?…Bir yol arıyorum kendime, bulduğum tüm yollarsa sana çıkıyor…Kapanmalı artık gözlerim. Sonsuz bir karanlıkta tek başıma yürümeye devam etmeliyim uçsuz bucaksız yollarda…Yürümeliyim ardıma bile bakmadan, yürümeliyim parçalayarak uğrunda ölebileceğim değerleri ve sevgileri, yok ederek yaşadığım tüm zamanları…Nasılda acımasız zaman. Nasıl da yüceltmiştim seni gözümde. Tutup kendi
ellerimle koymuştum en yükseğe, sonra keyifle izlemiştim yüceliğini. Ama
yine ben bitirmeliyim. Tutup kollarından indirmeliyim olduğun yerden. Ya da seni ölene kadar yaşatmalıyım taş kalpli dediğin yüreğimde…..Ne kadar zor bir karar Hiç bu kadar zorlanmamıştı zonklayan beynim..Bir yanım: “Bir daha kimse, hiç kimse onun kadar çok sevilmeyecek”, derken, bir yanım sakin, sessiz…Zaman geçiyor, yüreğim acıyor. Kapanmıyor yaralarım..Tükenirken ben, aklımda bir tek sen varsın…Görüyor musun, yine konuşuyorum ama sessizce….Susmayı öğreniyor yüreğim..Ama ben kararımı verdim…Seninle olduğum zamanları düşünmek bile bana mutlulukların en büyüğünü yaşatıyor..Seni ne çok seviyormuşum…Söküp atamıyorum düşlerimden...

BİR BEDENDE BÜTÜNÜZ BİZ

                                      ahh yanımda olsan,
                                        Deli gibi sarılsam sana, öyle hasretimki...
                  Elimi kalbime koyduğum her an seni yanımda bulacakmış gibi oluyorum.
    Sessizce adını fısıldıyorum Gözlerimi kapayarak. Sıcaklığın sarıyor dört bir yanımı.
                          Buz gibi odam birden sıcacık bir mekana dönüşüyor.
                          Özlüyorum birtanem. Sensizlik çok zor, üşüyorum...





Yazıyorum şuan hissettiklerimi, yazmaya çalışmak kar etmiyor çünkü inan hissettiklerimi yazmaya kelimeler yetmiyor. Meğer ne kifayetsizmiş sözcükler aşkın yanında, Gözlerine bir kere bakmam bir romanı yazmama yeter.
Hiç bir şey yerini tutmuyor senin.
soğuk klavyemin tıngırtıları beynimi kemiriyor adeta, Yoksun sevdiğim yoksun işte...
Müziğin her notasında sen varsın sanki  Bak ne diyor şarkıda ,Taner kaya


                             Dokundugun her yerim aciyor simdi,
                                gidemezsin ki, gidemezsin ki ..
                                  Biliyorum deli gibi sevdin,
                                ayrilalim artik diyemezsin ki

                                    Ayrılsak ölürüz biz bir bedende bütünüz biz 
                                      ellerde ölürüz biz

Tutundum güzel sesine tenine tutundum..."







Bir gece daha geçti en insafsızından, ayrı kalmak ne zormuş be cancağzım.





Yetmiyor yazmak hasretimi gidermeye
Yetmiyor hiçbirşey senin özlemini gidermeye.
Anladım ben sensizken yarım kalmış bir roman gibi anlamsızım.
Unutma sevdiğim,
ne kadar uzakta olursam olayım yine sendeyim.
Birgün uzaklarda yakın olur, önemli olan YÜREKLER BİR OLSUN...

Ay

Bitti…
Bitmeliydi belki...
Parçalanmış hayatlarımız bütün kalmış bir hayali kabullenemezdi. Mutluluğa kurulabilecek ütopyalar için ruhumuzda beslediğimiz tebessümler, ölüm tehlikesi olan tellerde asılı kalmıştı. Bir hayat izdüşümünde son viyadükte kaybetmiştik birbirimizi. Şimdi bunla yok bizi…

Birbirimize kayıp olmak hayatta var olma oyunumuzdu demek ki. Sen gitmeliydin. Bense; gitme demekten öteye gitmemeliydim. Öyle ya gitsem de dinlemezdin…


Kullanılmamış tüm gülücüklerini bana bağışlıyor şimdi dünya. Sense; ömründeki tüm gitmeler için “elveda”lar topluyorsun azığına. Gitme diyenleri dinlememek içinse çığlıklar yerleştiriyorsun kulaklarına. Oysa ben; azığında duran “elveda”lardan bihaber düşe yazmıştım tek heceye. Sonra düş’e yazmıştım her yolun sonunda sana düşüşlerimi. Hüzne çalan bir sonbahar vaktinde eski kitapların arasında biriktirdiğim bir yığın küflenmiş yalnızlığımla yineliyorum seni. Sonra; içimin deruni çöl gecesinden sesleniyorum sana: ‘bana susacak kadar ben, konuşacak kadar sen lazım’ diyorum.

Sen olmuyorsun ben “sus” kalıyorum…

Suskunluğum tahrip olup harflere dönüşüyor. Ve ben sana dair kurduğum tüm cümleleri mahya yapıp yüreğime asıyorum. İçimdeki özneliğin devam ediyor. Hayatımda bu kadar önemliyken önemsiz bir edat’a dönüşmenden korkuyorum. Bu yürek mizanseni bir monologdan oluşuyor; diyaloğu hiç olmayacak biliyorum. Ve sen sandığım tüm hayallerini içimin hayat akordu bozulmamış yanlarına saklıyorum…

Sonra gitarımın tellerine satıyorum acılarımı. Acıya bulanan tellerime vurdukça parçalıyorum parmaklarımı.

Geceler titrek elerime bulaşıyor her sabah. Giden “ay”a satır uçlarında kalmış, bir satırdan diğerine düşememiş hasretlerimi teslim ediyorum. Gelen “güneş”e yüzü hüzne bakan şarkılar besteliyorum. Bir çığlıktan uyanıp diğer bir çığlığa gözlerimi yumuyorum. Ve sen sandığım bütün hayallerini içimin hayat akordu bozulmamış yanlarımda saklıyorum.

Doğru yolundan şaşıyorum nefes almanın. Bir yerde veresiye olmayan ölümler çıkıyor karşıma, bir hüznümle bir damla gözyaşıma alıyorum hepsini. Birini ölüyorum. Sonra bir nefes daha alıyorum can sıkıcı bir senfoni tadında. Sonra ikinciyi ölüyorum. Ölmeyi bile beceremiyorum.

Ruhumun dallarında yedi veren acıyla günler eskitiyorum. Dünlerime tuz basıyorum yanına yarınları hapsederek. Ne seni bulabiliyorum bu zifiri karanlıkta ne de kendimi. Tüm sevgim kulağına fısıldanmış bir masaldı belki. İçimde kapan kıyamete, ensemde vurulan düşmana ve avuçlarımda biriken nefretime inat yudumlamalıydım hislerimi. Sana adanmış; ama benden ötesi olmamış fırtınalı bir yolculuktu bu. Haniydi mutlu olamama değecek yâr?

Yokluğuna var olmayı denedim durdum. “ünlem” dedin korktum, “virgül” dedin konuştum, “nokta” dedin sustum, “ayraç” dedin ve kayboldun. İsmimi isminden ayıran işareti sen buldun. Bense; yine yokluğunda var olmayı denedim durum. Kırılmak üzere olan bir kalemle, kızıldan siyaha çalan bir günde sana şiirler kurdum. Bir hayat izdüşümünde, son viyadükte birbirimizi kaybetmişliğimizi, bulunmazlığımızı hayat denilen iki çığlık arası bir nefesten ibaret olan oyunun acı sahnesi saydım. İçimi bu denli yakmaya sen yanlarımdan başladım…

Şimdi hangi rakamı versem sonucu sen çıkar? Hangi seni versem sonunda mutluluk yüzüme bakar? Yok, bu işlem ancak eşitsizliğe yol açar.

İsmin baştan sona ağlamaklı bir ömre bedel… Kayıpsın bana, benli her şeye, belki de en başta kendine… Kayıbız birbirimize. İçimin derinlerinden; koca okyanusları aşıp gelmiş, tüm harfleri hayata devirip kalbime ansızın düşüvermiş bir “mim” oldun. Öyle bir “mim” ki; “can” ı silmiş, “be” yi yutmuş, “te” yi unutmuş, “se” yi uyutmuş… Kendini bir tek “mim” de bulmuş. Şimdi yüreğimdeki “mim” in göz kapaklarıma düşüyor. İntiharına ramak kalan tümceler yakıyor beni. Ben ki kaç nefesimi asmıştım idam sehpasında. Son dileği hep sendi nefeslerimin. Ve ben, son dileği gerçekleşmemiş hayata prangalı bir mahkûm.

Gökten yıldızlar yağıyor üstüme. Birini tutsam diğeri kaçıyor. Payımıza düşenlerden payıma düşenleri alıyorum.

Dünya'sı

susmaksa sensizliğin anlamı
mühür vurdum dudaklarıma
sonsuza kadar açılmayacak
sevmekse seni sensiz yaşamak
gelmene gerek yok sensizliği de sevdim
aşksa okyanus gözlerinde boğulmak
her mavide senin gözlerini yaşıyorum
yokluğunda üşüyorsa bedenim
her ayaz her rüzgarda seni düşünür titrerim
boşver olsun
sustum seni sevdim
titredim yokluğunda yine sevdim
canım yanarken sensizlikte
hasretine göğüs gerdim yine seni sevdim
bitmez benim sevdam ben hep seni severim

O kadar

Uyanmak için çok erken, tekrar uyumak için çok geç bir saatte gözlerim açıldı bu sabah. Temiz ve serin havayı ciğerlerime çekerek uzun uzun yürüdüm.
Bazen bir kelimenin,bir cümlenin,bir fikrin, bir düşüncenin, bir duygunun içinde kaybolurum.

Ben kaybolmaktan korkmuyorum.

26 Haziran 2011 Pazar

UZAKTA ..

Çilingir sofrası kursak, çay bardağından rakı içsek.Buz olmasa ben söylensem,sen gülsen.Kar yağmaya başlasa, al sana buz desen,ben gülsem.
Üşüsem.Sarılsan bana, burnum ısınsa.Üşüsen.Baksam sana,için ısınsa.
Gün geceye dönse.
Sonra
.
.
.
Artık hepsi çok uzakta...

UYKU VAKTİ

Bir varmış bir yokmuş, diye başlasan masalına, fısıltıyla anlatsan, sesinin peşine takılsam, dalsam derin bir uykuya...
Az gitsem uz gitsem, dere tepe düz gitsem, rüya bu ya, beyaz bir odaya çıksa yolum, turkuaz renkli denizi görsem odanın camından, şaşırsam buna, sesin gülümsese şaşkınlığıma...
Yüz yıl sürecek uykusuna henüz dalmamış bir prensesi anlatsan, bilsem aslında masalı ama sana soylemesem. Uzansam beyaz yatağa, prensesin eline iğne batsa tam o sırada, gözlerim kapansa, sesin benden uzaklaşsa...
Sesini ararken, az gitsem uz gitsem, dere tepe düz gitsem, rüya bu ya, beyaz bir odaya çıksa yolum, turkuaz renkli denizi görsem odanın camından, tam o sırada sabah olsa, güneş odaya dolsa, gözlerim ışıktan kamaşsa, şaşırsam buna, sesin gülümsese şaşkınlığıma...

GEL VE GİTME

Bazen oluyor.
Hayatın küçük sürprizleri, tam da bunaldığınız, karmaşalardan sıkıldığınız bir anda sırtınızı sıvazlayabiliyor. Silkelen artık ben geldim bak diyor. Seviniyorsunuz, unutuyorsunuz, mutlu oluyorsunuz. O an.
Ama geldiği gibi çok da çabuk gidiyor; ya da biz alışıyoruz ona, nankörlük yapıyoruz.
Halbuki hayatı yaşanabilir kılan, bu küçük lütuflar. Iskalamamak, o an keyfini çıkarmak, değerini bilmek lazım.
Ben de güzel bir lütuf bekliyorum bugün ve yarından sonra. Kalbimin ve beynimin tam ortasına yerleşen endişeyi atlatmak istiyorum. Hiç bir şey yapmak gelmiyor içimden, durmak istiyorum; yazmadan, konuşmadan, kıpırdamadan…

Bekliyorum…

AŞK

"Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu" Demektir. Arapça "aş" kelimesinden türemiştir.

İÇ DIŞ

İçine birikenleri/içinde biriktirdiklerini tüketmek umuduyla durmadan ve bıkıp usanmadan yazıp durmak...
Benim gibilerin en büyük yanılsaması da bu zannedersem.
Çünkü yazarak tüketilmiyor, uçan kuş,yağan yağmur,şu deniz,anlatan bir dost, duygular, geçmiş,gelecek,şu an...
Yazarak tükenmiyor bu yaşam.
İçin yazdıkça doluyor yine/yeniden ve öyle bir an geliyor ki, bedenin içine dar geliyor, için dışına çıkmak istiyor.
Arada bir, içini dışına çıkarabilmeli...
Arada bir, içinin dışına çıkmasına izin vermeli...
Arada bir, için dışına çıkana kadar ağlayabilmeli...


İçin dışına çıkmasın,ortalık karışmasın diye durmadan ve bıkıp usanmadan yazıp durmak...
Benim gibilerin en büyük yanılsaması da bu zannedersem.

İçimdeki çaresiz kız

Gece yağmurlu,rüzgarlı,şimşekli ve gök gürültülü yani fırtınalı ve ruhumda aynı durumda. 7 yaşında kızım sevdiği herkesin ölüp bir anda yapayanlız kalmaktan korktuğu için iki gözü iki çeşme ağladı. Dilimin döndüğü kadarıyla anlatmaya çalıştım. Hani öyle bir durum ki insanlar yaşlanır ölür desen "sen yaşlı mısın?" veya "anneannem yaşlı mı?" diyor, hastalanır ölür demeye kalksan her hastalıktan ölünür sanacak. Sonsuz bir hayat yok herkes ölür desem bu sefer kendisinin de ölümlü olduğu gerçeğini fark edecek işler daha da karışacak... Zor gerçekten çok zor bunu anlatmak.
Öylesine gözyaşı döküyordu ki içimden bir an "söz veriyorum ölmeyeceğim" demek geldi. İnsanın tutamayacağı tek "söz" bu. Elbette demedim, içini rahatlatmak bütün korkularını hafifletmek isterdim. 7 yaşında da 77 yaşında da aynı, ölüm karşısında hep çaresiziz.

Kalabalıklar aktı gözlerinden. Paylaşamadım...

Sen anla

Sana söyleyecek hiçbir sözüm yok
Hatırla
Ne demiş Shakespeare?
“İnsanlar yalnızca kendilerinin hissetmediği acıları çekenleri teselli edebilirler”
İşte bu yüzden
Sen anla
Gelemiyorum yanına…

KEDİ VE ADAM

Kedi bana dik dik bakıyor.
Sen çapkın çapkın...
Kedi beni balık sanıyor,
Sen rakı.
O karnı doysun istiyor,
Sen başın dönsün.
Herkesin derdi ayrı...
Oysa ne balığım ne de rakı.
Geçip gidiyorum aranızdan,
Sana da ona da anlatmadan...

Rüya

Rüyanda görsem seni,
Sen beni görmesen.
Sarılsam sana, rüya sansan...
Arasan beni, ben orda olmasam.
Dalsan kendi rüyana.
Öpsen beni, rüya sansam...
Arasam seni, sen orda olmasan.
Yorulunca, dalsak uykuya.
Usulca...

Güzel bir arkadaşımın kaleminden ne kadarda haklı

Alışmak
Sonra da elin kolun bağlı öylece bakakalmak
Endişelenmek
Burkulup kalmak karşısında
Kırılmak, paramparça olmak
Acizlik bir yana
Susmak...
Çok üzülsen de gitmesinden korkmak…

Ezilsen
Artık hiç sevilmediğini düşünsen bile
Görmemezlikten gelmek
Ağlamak istemeyip kollarında
Ellere ağlamak…

Kaybetmektir alışmak
Yüzünü görmek istememek
Gülüşünün aklını çeleceğini bildiğinden
Dayanamayıp yine bakmak o gözlere
Her şeye rağmen
Onsuz yapamayacağını fark etmek

Kızmak
Bir kez daha nefret etmek kendinden
İzin verdiğin
En sonunda kendinin biteceğini bildiğin için
Alışkanlık işte
Tam bu yüzden yorar, yaralar
Bunu bilmek
Engelleyememek…

Belki elde olmayan bir terk ediş
Belki hiç ardına bakmadan öylece çekip gidiş
Kolaydır bir insana alışmak
Sonuçlarına katlanmak
Ama
Zor biter alışkanlık
Özlemesen de alışmışsındır bir kere
Sinsi sinsi işler içine alışkanlık
O yüzden
Hiç korkmamalı sevmekten
Ama deli gibi korkmalı
Alışmaktan…

Gece oldu üşüyorum nerdesin !

onca zaman ,, onca caba ,, onca sabir ,, onca safak ,, onca söz ,, onca an ,, onca ani ,,

Sence

Artık daha temkinliyim. Kimseyi gözümü karartıpta sevmem bundan sonra.Hayatımı onun üstüne kurmam.bana öğrettiklerinde var bak.Ama beni ne hale getirdin bakmaya yüzün olmaz senin bilirim.Gözyaşlarımın hesabını sen nasıl vericeksin ?sen seni günün birinde affedilebilcekmisin ki ben seni bundan sonra affedebiliyim ? ''yalancısın'' sen.
Adını yalancı koydum bırak öyle kalsın.

ne kadar cok sebebim varmis " bitmesi " icin oysa Alabildigim daha dogru bir karar yok

Bitti

Artik inanmaya gücüm kalmadigi icin bitti
Ne olursa olsun her defasinda pesinden geldigim icin bitti
Incittigin yerler gecmedi diye bitti
Her sususun bi oncekinden daha agir oldu diye bitti
Kendime saygim kalmadigindan bitti
Askta gurur olmaz ama sevgide gurursuz olmaz diye bitti
Kendime Gunaydin diyebilmem icin bitti
Adice bitmesine hep izin verdin diye bitti
Hayalperest birine asik olmaktan yoruldugum icin bitti
Yapilanlari görmedigin icin bitti
Bi kez olsun gönlümü almadigin icin bitti
Daha dogru bir karar olmadigi icin bitti
Senden vazgecemem sandigin icin bitti
Ugruna gosterdigim sabri anlamadigin icin bitti
Her defasinda ya susup ya kestirip attigin icin bitti
O kocaman sevginin yerini baska seyler almaya basladigi icin bitti
Sevginin sadece dilinde oldugunu anladigim icin bitti
Senin ugruna babami üzmemem gerektigini anladigim icin bitti
Benim kiz senin erkek oldugunu unuttugun icin bitti
Senden daha erkek oldugumu anladigim icin bitti
Zerre degismicegin icin bitti
Seviyorum dedigin sevdiginin ugruna hicbirsey yapmicagini gordugum icin bitti
Artik sana guvenim kalmadigi icin bitti

Neresinden baslamali ?

Sularinda yüzdüm sürekli günün birinde bogulucagimi bile bile ve bak sonunda karani goremedim ne yaparsam yapayim ulasamadim karana ve battim en derine  sussamda bir oldu senle konuşurken  yine bana düstü bak gitmek.     anliyorum sususlarini
Kopan yerlere dügüm atmak ne kadar akillicaydi ? Dügüm tek tarafli atildikca koptu  Herkes gördüde bunu bi ben göremedim  Simdi görüyorum gayet net bir sekilde  Cokmu gec kaldim ne be sevgilim ?
Hiç bir sevdanın aşkın bitmesini istemeyiz ama işte oluyor bazen anlaşmazlıklar ve kavgalar sonu birbirini seven çiftler hatta ve hatta evlilikler bile son bulabiliyor.

Bazı anlar vardır ya Ya vardır ya yoktur Göremezsin karanlıktan Çarparsın duvarlara Ama yine de yürürsün Bir sonraki adımın boşluk olsa bile Gözlerine bakmaktan Hiç korkmadım Sevgilim...

İçinde senin olduğun düşleri senden uzakta kurmayı. Sana bakmazken, sen dinlemezken masallarıma düşler saklamayı.

Masallar

Sana bakarken masallar yazardım ben,
seni dinlerken,sana dokunurken,
her harfinde bir düşü saklayan masallar yazardım.
Kimse bilmezdi.
Sende bilmezdin.
Kirlenmesin diye söylemezdim.

uzun bir hastalık gibi bitti...


Bitti Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da Uzun bir hastalık gibi Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi Bitti. Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim Belki bir yağmur yağar akşama doğru Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım Aşk da bitti diyordu ya bir şair Aşk bitti işte tam da öyle Bitti Bitti, yanımdan geçişindi sanki bitişin. Bitti, gözlerimi kapayışımdı sanki gidişin. Bitti biliyorsun değil mi yok dönüşü. Bitti ama bitişinde görkemli olmalıydı, sade oldu sıradan bitti. Her zamanki gibi olağan. Bitti, boşlukta kaldım sanki Bitti bir filmin bitişi gibi, hayatın bitişi gibi. Bitti, bu kadar basitti işte,dedim ya bitti. Ama sadece ve sadece bitti nede olsa en kolay eylemdir bitirmek. Bitti… Aşk bitti Dondu evren deniz kırık kırık asılı kaldı martılar ağızlarda kaldı son sözler dondu rüzgar yapraklar dingin Aşk bitti dondu renkler zambaklar, begonyalar lalaler, güller hepsi tek renk çiçekler Aşk bitti dondu duygular her yer çöplük aralarda cesetler...
İnanma aslında bitmedi 

yapamamki..

Bu oyun bitti


Bütün perdelerini çektim hüzünlerin
Çekirdeği içinde kırılmış küçük meyve tanecikleri gibiydi yüreğim
Aynı hüzün filmlerini tekrar tekrar izlemekti bu aşk
Bir elveda diyemeden biterdi
Hep aynı yaşanırdı yeniden başlangıçlar
Oysa ben bilirdim yenilerimiz hep eskiydi bizim
Kırık kırık parçalara bölerdim yüreğimi
Acırdı bu acılar hep aynı acılardandı
Tadı aynı sızısı aynıydı

En sevdiğim rengin adını koydum dünyamın 
Oysa karanlığını görüyordum
Siyahını kırmızıya çalıyordum
Yalan oyunu içinde kandırılıyordum.
Seviyorum sözcükleri suda kayboluyordu
Onun seviyorumları yüzmeyi beceremiyordu.

Elleri ellerimdeyken boştu parmaklarımın arası
Yalan renkleri hissetmiyordum

Şimdi kim dünyamın çizgilerini ezberleyebilir
Kim dokunabilir duduklarımın peteğine
Kim girebilir izinsiz duvarlarıma KİM...
Kim böyle hoyratça savurabilir gülüşlerimi
Çevirebilir gözlerimi karanlıklara.
Kim tutabilir ellerimin rüyalarını
Kim akışkanlı şevkatlerini dokundurur tenime.

Bir yalan oyunu bitti...
Uzaklara yolcukta yüreğim
Dönüşü yok biletimi kestim.
Elveda...

Biraz sessizlik istiyorum!

.İşte ben sadece

Hayat... Bir kuşun yolculuğu gibidir Kah orada...Kah burada... Ben sadece Kuşbakışı bir noktayım bu dünyada. Bir noktadan büründüm ete kemiğe Sancılar vererek doğdum Sancılar vererek öleceğim. Oysa ben sadece Bir gölde bir damla dairesiyim Yüz tuttum büyümeye.... An oldu hevesler yeşerdi topraklarımda An oldu vazgeçtim tutkularımdan Meyvelerini de topladım yasak ağacın Bedellerini de ödedim! Zehir oldu bal oldu kimi zaman tattığım Oysa ben sadece O kuşun kanadıyım çırpınan.. Bir gün bir el tuttu elimden Yeşil oldum filizlere kök saldım Düşmedi çiçeklerim dilimden. Bir göz düştü gözümden Yaprak yaprak döküldüm umutlarımdan Gün oldu toprağa verdim yarınlarımı Yarınsız kaldım. Oysa ben sadece bir zaman saniyesiyim Bir takvim yaprağında asılı duran... Gece ayla gündüz güneşle yarıştım Ben gibi... Beton  yığınlarında uyuttum bedenimi Hiçbir şarkıda geçmedi adım Destanlar yazılmadı savaşlarıma Ben sadece  sen gibi Asude bir yolcusuyum hayatın..

BEN SADECE...

Hatırlıyor musun? …
Benim, kurtardığın yürek
Gökyüzünün köseşinde…
Ve bundan böyle,
 
Ben sadece aşkın yağmuruna ve mutluluğun gözyaşına tutuldum…

21 Haziran 2011 Salı

Bir gece yarısı işte

İnsam hep sever ve sevilmek ister ama sevilmez sevmiceksin kimseyi karsindaki sevmediginde kiriliyosun cam misali parcalaniyosun çevrendeki kisilerin söylediklerini hiçe saymıcaksın dinliceksin Bağlanma derler evet doğru soyluyorlar.sonunda acı ceken taraf sen oluyosun bosuna akitiyosun yaşlarini bosuna nefesini tüketiyosun o seni gormuyor o seni duymiyor.yildirimlar kopar icinde gitmesi koyar sana!gitmek istersin burdan ama yasicam cok sey var dersin ve doğruyu bulana kadar teker teker satirlari okursun şiklari işaretlersin ama birsey var 3. Yanliş 1 doğruyu goturuyor ve bir yanlisin gömülmene yardimci olur.hep dersin neden ben niye hep ben o kadar soyleyen varki bu sozu sadece sen degilsin sadece sen degilsin ask acisi ceken avutursun kendini dagitmak istersin heryeri rahatlicani sanarsin vede rahatlarsin icinde birseyler kopar gidiyim yanina sokuliyim koynuna sabaha kadar izliyim dersin onu ama yapamazsin dalar gidersin hatiralar sarae dort bir yanini o gunlere geri donmek istersin bir sihirli deyneğim olsada onu geri getirsem dersin ama beynin derki o senin degil ve hicte olmucak getirsen ne faydaki yine gitcek senin olmadagi bir seyi sahiplenmiceksin o zaman anlarsin birseyleri buyursun buyudunu sanarsin. Dusuncelerin degisir bikere gorsun eski ben degilim degistim dersin ama o seni yeni halini girsün o yine eskisini gorur cunku hep kordur.sen sanarsinki beni girdu begendi hayir o baskasinin bunu kabul et der beynin kalbin caresizce o benim ve benim olcak dersin ikisinin arasinda kalirsin ve karsina biri cikar iste buldum dersin 1hafta sonra ayrilirsin aci cekmezsin arkasindan biri daha biri daha daha daha derken onu ozlersin gozlerini guluslerini bakisini ellerini en cokta opusunu yanimda olsa keske dersin ama o yoktur ve hicbir zamanda olmamistir. Ve hickimseyi sevemedim yeni bir ask bulamadim dersin ama o yine duymaz. Ve dersin ilk asklar unutulmaz..<3

Seviyorum

Hep Böyle Bir An Olsun Ayrılma Yanımdan,
Çevremde Ol Ki Oksijenim Kesilmesin,
Nefes Alayım Saçlarından Gelen Rüzgarla,
Kokunla Beraber Doldurayım Ciğerlerimi,
Ve Hayata Tutunayım Arkamda Senin Gibi Bir erkeğin Olma Ajantajı İle
...
...Kesemez Önümü Kimse Düşüremez, Yıkamaz Hiçbir Felaket Beni,
Başımı Çevirdiğimde Arkamda Olduğun Sürece...
Sen Hep Arkamda Ol Ki Ben Açayım Bütün Kapıları,
Sereyim Ayaklarının Altına Bütün Dünyayı.
Bir An Olsun Ayırma Gözlerini Üzerimden...
''Üşürüm'' Güneş Gibi Isıtan, Yakan O Bakışların Olmazsa...
Seninle Geçirdiğim Her Günüm Bir Aşk Filmine Konu Olacak Hatıralarla
Dolu
Ve Deli Gibi Yaşıyorum Aşkını !!!
SAHİP OLMAK VE AİT OLMAK BU SADECE SENDE YAŞANDI,
VE SANA AİT OLARAKTA BİR ÖMÜR SÜRECEK,
SANA AİT OLARAKTA SON NEFES TÜKENECEK ...

Aşka dair

Bazen gitmek istersin gitmek
istersinde kendine bile yalan söylersin
yenilmişsin bir kere aska,bir boşluk bırakıp
yeniden yazamazsın aşkı.
seni tekmelemeye başlamıştır yerlerde
bie köşeye atmıştır seni.
sessiz çığıklarda atarsın ışıkların içinde karanlıkta kalırsın
kimse seni görmez.bir arkadaşın vardır
yalnızlık çökersin yanına başlarsın ağlamaya
ah ulan aşk dersin kimse bulup getirmezki
bu senindir diye.para gibidir aşk bulan harcar.
son kalan bozuklarlada tuz alacaksın
basacaksın üstüne aşkın.
tuzda seni yakar aşkta
sadece bağırırsın kim duyacaksa..

Çok sıkıldım

Kocaman bi hiçlik.

Fazla bişey olmamalı bu senin için tanrı :S

Herşey bu kadar tesadüf eseriyken neden gelipte ben oldum, bilmiyorum. Ne bileyim, en basitinden, geçen günki trafik kazasında ölen kız olabilirdim. Ama olmadım. O da ben olabilirdi. Ama olmadı. Neye göre belirlenmiş bu? Neden bi kuralı yok? Şansına ne gelirse yaşa olayı ne kadar saçma. Artık hayatımı kendim biçimlendirmek istiyorum. Bunu deli gibi istiyorum. Mesela orta çağ da yaşasam. Elektrik olmasa. Kabarık kıyafetler giysek hepimiz ve erkeklerde uzun ceketler ve şapkalar. En büyük endişem, yapacak birşey bulamamak olsa. Bol bol vaktim olsa. Kitap okusam, gezsem.. Bi sürü şey yapsam ama yine de vaktim kalsa. Sonra taşrada yaşasam. Bütün gün evimi temizlesem. Şunu şuraya koysam nasıl olur diye düşünsem. Akşam kocam eve geldiğinde yorgunluktan (tabiri caizse) gebersem! Ama yine de onu birazcık daha mutlu etmek adına gülümsemeyi başarabilsem. O da bana tebessüm etse ve belki bi öpücük kondursa dudaklarıma. Sonra mum ışığında akşam yemeği yesek. Ona kendi yaptığım yemeği sunsam, o da bana o gün neler yaptığını anlatsa. hayvan tutkum olduğu için kedi köpek.  tavuklarımız olsa.. Keçilerimiz, koyunlarımız hatta ineklerimiz, danalarımız falan. Ben böyle basit bi şekilde de mutlu olabilirdim belki.

Ya da taşralı değil şehirli olayım. Şehir hayatının yoğunluğundan sıkılmış biri. Yardımcım olsun evde. İş kadını olayım. Ama yine de akşam evime geldiğimde masaya oturup iki çift laf edebilelim. Günün yorgunluğuna inat, gülümseyebilelim gözlerimizin içine bakarak birbirimizin. Hergün gördüğümüz onlarca yüze rağmen akşam evde karşılaştığımız yüz bize daha güzel görünse.. Kimseyi umursamasak, kimse bizi umursamasa. Ama biz mutlu olsak.

Ya da milyoner olsam. Kocam da öyle olsa. Her istediğimiz yere gidebilsek, hem de her istediğimiz anda. Ama yine de her gün birlikte olsak. Her akşam yemeği beraber yesek ve yine konuşabilcek bi konu bulabilsek. Bitmese konular, bitmesek biz..

Birini istemiyorum. Sadece hayal ediyorum, hepsi bu.

13 Haziran 2011 Pazartesi

Günaydın Sevgilim


Sabahları ilk seni görüyorum
"Günaydın sevgilim."
O en sevdiğim dudaklarını öpüyorum
Gülüşün değişiyor, daha bir muzip

Hatırlıyorum başka şehirdesin, uzakta
Kalkmak istemiyorum yatağımdan
Sensiz düşman bu şehir bana
Şimdi çıksan gelsen, sarılsan aslında
Masalım yeniden başlasa...

31 Mayıs 2011 Salı

SEN


Dudaklarımın arasında kalmış sigara gibisin..
Yakıyorsun acı bir tat bırakıyorsun
Her içime çekişimdeboğazım düğümleniyor
Damarlarımda gezinen kan eksiliyor
Ve yavaş yavaş akıtıyorum acılarımı
Dumanla beraber eksilen bir tutku
İzmaritlerle kalan bir kibrit kalıntısı...
Oynuyorum taşlarla bir oraya, bir buraya
Savuruyorum hayellerimi belki tutar diye
Saat 12:00 gösterince uyuyorum...
Derin bir uykuya...
güzel bir rüya ölmeye değer...

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Damga !

Sen kendine siktirgiti laik görüyosun ya
İnsan laik olduğu yerde yaşarmış 
Cehenneme kadar yolun var...

O'NDAN SONRA

Sevgili günlük,

Bugün rimelleri akmış hayatıma kırmızı ruj sürdüm 
Ütüledim günleri bir güzel,pürüzleri attı üzerinden 
Ütü masasından düşerken o,
Cehennemden herhangi bir kuyuy,
İçim acımadı değil
Sonra kısık ateşte 15 dk duygularımı pişirdim
İştahım kapalıydı bira,fazla yiyemedi kalbim 
Taş gibi bir fiziğe sağip artık ,
Tekrar gelse o bana ve yine giden olsa benden,inan ki kırılmaz
Deneyebilir isterse,gelse mesela,dönse bana mesela..
SAat 10'dan sonra hiçbirşey olmadı 
O'ndan sonra ne olabilir ki zaten ?
Uyudum,uyudum  ve uyudum 
Uyandığımda saat öğleden sonra 5 gibiydi
Kalkıp kaderime kaynattım bir bardak kısmet içmek için
Buharlaşırken o,gözlerim dolamadı değil
Umarım yağmur olup yaşlarımı gizler..
Tadı yoktu kısmetimin,o'nsuzdu 
Keşke yağmur olduktan sonra bir de şeker olsa,paketlenip bakkalda satılsa o..
Biraz zaman öldürmenin zamanı geldi sanırım 
Kumandanın her tuşuna bastığımda,o koltukta oturup ekrana her kitlenişimde zamanıın
can çekişini hissedebiliyorum   
Çok geçmeden öldü,saat gecenin 10u oldu 
Ah şu sessizlik 
O'ndan sonrası hep böyle sessizlikle dolu.
Sanırım uyuma zamanı 
Giyindim kat kat hayelleri,başıma yokluğunla yasladım ve e bebeğim ee...
Uyudu gözyaşlarım,uyudu gece,uyudu karanlık,uyudu uyku.
Bense burada aklımı deniyorum sevgili günlük.öyle işte.

28 Mayıs 2011 Cumartesi

TERAZİ

Öyle birşeydiki seni izlemek
En güzel filmi izlemek gibi
Yirmikere,binkere hiç bıkmadan..
Yeri geldi aralar oldu,yeri geldi gülümsedik,ağladık
Bir filmi binkere izlemek yetmiyormuş be sevgili
Şimdi o filmi beraber ağlıyarak izliyoruz
Bakamıyoruz birbirimize
Herşeyin o büyülü gözlerde
son bulunduğunu biliyorum.
Şimdi kendi pis camımda bakıyorum insanlara
Onlar zaten terkedilmiş yaradan tarafından
Biz çoktan terkedilmişiz.
Zulmümüzü teraziyede koysak
Acılarımızdan arınsakta
Biz birbirimize yetmiyoruz sevgilim...

KEŞİFLER

Yağmur kötülükleri toprakta eritmek istercesine şiddetli iniyor yeryüzüne. Ve ben burnumu buhar kaplı camlara dayamış, bir güvercin gagası telaşıyla camı tıkırdatan yağmuru izlerken kuruyorum hayallerimi. Ben senden öğrendim hayal kurmayı ve hayal kurmanın insana verdiği cesareti.
Bilirsin işte, başım öne eğikti hep seni tanımadan önce. Yanaklarımı utangaçlığın yangını basardı sık sık ve bu kentin insanı değilmişim zannederdim. Bu karmaşık şehrin, bu telaşlı caddelerin… Üzerime gelirdi hareket eden her nesne, mahmuzlanmış atlardan kaçan Kızılderili bebeleri gibi kaçınırdım sokaklardan. Elimden tutup, pergelin bir ayağını şehrin en sağlam zeminine basarak, diğerini açmayı bana sen öğrettin. Öğrendim ki, hayal; gerçekten olmayana değil, olmasını istediğine atılan en rasyonel adımmış. O en büyük kurgunun içindeki başka kurguları önemsemeden kendi ufkumu kurgulama temrinlerini de bana sen yaptırmıştın.
Şimdi bak, yağmur bile indiremiyor toprağa hayallerimi, o kadar güçlü yani, o kadar yenilmez ve azimli…

YOLLAR

Hey güzel gözlü sevgilim
Yollarına adak dikitğim
Şimdi hangi yollardaki mumları söndüriyim
Hangi yaralarını kapatıyım
Sen beni kör ettin  aşkınla...
Aşkınla cennette azap çektim
Yollarında öldüm,yaralandım
Yoruldum,susadım
Şimdi tek yalnız o mumları o hayalleri unutmak....

PARANTEZ AÇMAK

Gece yarısı uyanmak,
parantez açmak gibidir herşey durmuştur.
ışıklar sönmüştür
oyunlar bitmiştir
hele aşıksan ve sevildiğini biliyorsan
oda seni düşünüyosa
herşey harika olur hayal kurarsın
karanlıkta dans edersin
fakat evin içi mutsuzsa gece yarısı
vakit geçmez uyuyamazsın
duvarlar üstüne üstüne gelir.
örümcekler ağ kurar beynine
yer bitirir seni
helede sevilmiyosan....

8 Mayıs 2011 Pazar

Sevgilim..

Bugün anladım sevgilim.
Beni sevmediğini...!
Bana ''GİT'' diyemedin
Sende o zamanlar bendeydin daha
Şimdi gözlerine baktığımda
''GİT''dediğini duydum
Meğersem sen çoktan gitmişin
Ben ise kalmayı tercih etmiştim
bu kadar çok severken
NEDEN?
Biliyormusun hatalar yaparak büyüyor insan
ama üstüne alınma sevgilim
sen hatta değildin kasten yapılmışmış bir eserdin
biliyorum okunmuş bitmiş bir kitaba yeni bir sayfa eklenemez
Ben zorladım özürdilerim...!
Fakat sayfa eklemeye çalışmadım
yeni bir defter açmaya zorladım...!
Ama biz çoktan sonunu yazmışız be sevgilim
Yada sen yazmışındır.
Ben şimdi başladğım kitapta
tekleri yalnızları oynuyorum sevgilim
seni bekleyerek fakat keşkelerde..
Ben ise aldım ellime pembe kalemimi yazdım
HERKEZ BİLİR GİTMESİNİ VE BİR ZAMAN SONRA ÖĞRENİRSİN GİDENİ SIRTINDAN ÖPMESİNİ!

Hoş geldin

Hoş geldin!
Kesilmiş bir kol gibi
omuz başımızdaydı boşluğun...
Hoş geldin!
Ayrılık uzun sürdü....
...Özledik
Gözledik...
Hoş geldin!
Biz bıraktığın gibiyiz.
Ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,dostu düşmandan ayırmakta...
Hoş geldin.
Yerin hazır.
Hoş geldin.
Dinleyip diyecek çok.
Fakat uzun söze vaktimiz yok.
YÜRÜYELİM...

Üzgünüm

Bak herşey siliniyormuş sevgilim
Sen git demedin ama ben gittim
Üzgünüm sevgilim yapmam lazımdı
Sen herşeyden özeldin benim için herşeyden üstündün..
Ama dünya senin etrafında dönmüyor
Ben hep seni sevemicektim...
Sende hiçbir zaman bana geri dönmücektin
Yapamadım sevgilim gitmemeyi beceremedim
Suskunluktur bazen ya en iyi cevap
Ben konuştum sen dinledin
Sen sustun ben söyledim
Sonlardayız son noktalarda son çizgilerde
Ben sevdim seni sen gittin
Ben geldim sen arkanı döndün
Şimdi sen geliyorsun
Ben gidiyorum üzgünüm  sevgilim

Olamadık ''biz''

Herşey  çok basitmiş meğersem
Gülmek eğlenmek mutluluk
Bak gülüyorum..
Senden kalan tek bir parça..
mutluyum!
Ne kadar  gevrek kalbim varmış
Hemen parçalanıyor..
SEn,ben ''BİZ'' olmayı beceremedik
Aslında olduk ama sen yapamadın
Ben BEn ben işte...
Senden vazgeçecek bir yürek yok
firar etti kalbim
Belki belki yeni yürek doğar ümidiyle
Ne dersin olurmu sence?
Umut ediyorum işte sevgilim
Ama kalbim senden vazgeçmicek gibi gözüküyor
Ama birgün kapanacak bu defter
İşte o zaman anlıcaksın
beni ne kadarçok sevdiğini..

11 Ocak 2011 Salı

hergün

Benimde bir insan tarafım vardı
bakma böyle kötü olduğuma
benimde dileklerim vardı
benimde beklediğim vardı yaşamaktan
yeter artık vurma yüzüme çirkinliiğimi
hergün bir kadın ağlar benim yüzümzde
büyük dertker içinde benim ellerim
anlamıyormusun...
Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar
ben sevilmediğimden çirkinliğim...
Gitmek mümkün olsa da gitsem uzaklara
sevmesem seni birdaha
paramparça etsem yüreğimi cam gibi sonra yaksam
savursam küllerimi açık denizlerden yine severdim T;OZ TOZ
Yine sana tapardım küllerin ağırlığınca

Seni severekseni bekliyerek

Soğuk tipide kaldğımı üşün
senin gözlerine baktığımda
ısındığımı düşün
gözgöze geldimdede seni ne çok
sevdiğimi düşün sen varken
kalbimin yerinden yerinden çıkacağını düşün
çok uzaklarda olsanda imkanız olsanda
içimdeki saf temiz duyguları düşün
Seni ne çok sevdiğimi düşün
Bak gidiyorum seni terk ederek
hep senden umut ışığı bekleyerek
bir hareket bir tebbesüm
sabahlara kadar seni bekleyerek
kalbimi yüreğimi sana dökerek
dönmezcesine ta uzaklara giderek
bak gidiyorum
seni ne çok sevdiğimi bilerek
kalbimi senin kalbine bir bıçak gibi bekleyerek
Bak gidiyorum ama seni severek....

Bak gidiyorum..

Gidiyorum bir hayalim bir kağıdım
ve bir ben bir hayat işte
onuda götürüyorum
Sonsuz kere anlıyorum
ben yaşamıyorum aslında
ölüm ardımda sessiz adımlarla
belki hissetiğim duygularımda
ya ona gidiyorum yada çözemediğim varamağıdım yollara...

Yabancıyım

Yazdıklarıma yabancıyım
düşündüklerime uzak
bir yer var benim ait olmadığım zamanlardan kalma
oradayım,mesut,dingin,bahtiyar
ne dert var
ne tasa
ne gam
ne iş lazım gerek orda
ne erzak
ne yalan ne riya ne tuzak
hepsi
herkez
heryer
sadece
uzak
uzak
uzak

Sakın ha..

Dladım yemyyeşil masmavi diyarlara
içten bir ah çektim
hissetinmi?
Gözlerimdeki o
Dudaklarımdaki sözlerimi
ellerimden sıcaklığı
unuttunmu?
Karamsar rüyalarda dolaşıyorum yolumu bilmeden...
Yazıyorum yazdıkca geliyor devamı..
Söylüyorum öfkeleniyorum bağıramıyorum!
Kullağıma bir şarkı fısıltıyorlar
söylüyemiyorum
Kullağıma seni sevdiğimi söylüyorlar
Haykıramıyorum
Sakın ha
duymasınlar senden benden seni unutamadığımı...

Sersem

Akıllı adam aşık değildir.
Sersem aşkı hiç anlamıyor.
Aşkın öyle gülüşleri vardırki
yüzbinlerce akıl onun derinliğine dalmaktan aciz kalır.
aklın dizginlerinden sıyrılmak şarttır.
Akıl bizdeki bostan korkuluğudur.
yüksekten uçan kuşlar ondan kaçarlar.
Aşk bir kuşturki  bir başa konmadıkca aranmaz...

Not

Topladın pılını pırtını  kendi iç hesaplaşmalarını halletin kendinle
birşey kalsın istemiyorsun ondan..bu yüzden yakıyorsun neyi var neyi yoksa..
 ondan habersiz  ona
Tüm kalbinle mutluluklar dileyen bir pusula bırakıyosun
kirli el yazınla komidinin üstüne
Senden ona kalanyalnızca bu olsun istiyorsun
Yalnızca bir kağıt üzerine çiziktirilmiş birkaç sözcükcük
usulca kapatıyorsun kapını gitmek var usulca..
Ne yapcanı bilmiyorsun oysa şaresizsin
susunca çığlık olucak sessizliğin
konuşunca değişmeyecek hiçbirşey sana kalacak kimsesizliğin
biliyorsun..
biliyorsunki çaresizlik sana ait sana özgü
senin kendi çaresizliğin...
20.08.09

2 Ocak 2011 Pazar

Köpek sürüsü

Hayatımdaki köpekleri çıkardım
Şimdi tasmam serbest mutluyum
Onlar gezinsin sokak kenarlarında
Kendilerine göre eş bulsunlar
Ben kendi çatımın altında
Yanımdaki adam gibi arkadaşlarımla
Yoluma bakarım *)