19 Ekim 2014 Pazar

ANILAR ZAMANA SAHİP ÇIKAR

Denize gidip birlikte yüzemedik bile,sahilde koşamadık,sen benim sırtıma güneş kremi süremedin,çadırımız olmadı,ahmet kaya şarkılarını açıp saatlerce sohbet edemedik.. Birlikte top oynayamadık,uzun yolculuk edemedik.Ama Birlikte güldük birlikte ağladık birlikte uyandık birlikte uyuduk birlikte  yemek yedik birlikte kahvaltı yaptık birlikte masaj yaptık birlikte üzdük birlikte kazandık  birlikte içtik birlikte seviştik birlikte yıkandık birlikte dişimizi fırçaladık birlikte tuvaletimizi yaptık birlikte geyirdik bazen osurduk birlikte moda programlarını izledik birlikte haberlere baktık birlikte paten kaydık birlikte gezdik birlikte manzaraya karşı şarap yudumladık birlikte motor kullandık birlikte düğüne gittik birlikte dumanı çektik birlikte kapı merdivenlerinde sabahladık birlikte kustuk birlikte dans ettik birlikte vurduk birlikte sinemaya gittik birlikte balık yedik birlikte acı yedik birlikte pasta yedik birlikte kaçtık birlikte bulduk birlikte parasız kaldık birlikte zengin olduk birlikte elektrik  faturası ödedik birlikte market alışverişi yaptık birlikte kahve içtik ve birlikte çok zaman geçirdik ama yapmadığımız ve yapamayacağımız  şeyleri özlüyorum. ( En çok ortak noktamız kahveydi o suyu az sade şekersiz ben sade 2 şekerli )

8 Eylül 2014 Pazartesi

BEYOĞLUNDA BİR KULÜBE

Bazen deli'lir gibi oluyorum odaya sığmıyor kocaman oluyorum. Sadece ben mi görüyorum aynadaki bu kocaman yansıma mı ?  Sadece ben mi kırgınım bu hayata yada sadece ben mi yedim hayatın sillesini üff siktir et sigaram bitti kahvem soğudu aman ya yağmurda dindi ha işte çıktı eskiciler beyoğlu sokaklarına,çıktı yine pencereye teyze halbuki nasıl isterdim sokaklara çıkıp bu eskimiş kalbimi satmak nasıl isterdim penceredeki teyzenin gözlerinden kendimi izlemek. Acaba nasıl duruyordum o demir parmaklı pencerenin ardında!! Diyorum ya bazen deli'lir gibi oluyorum ve sığmıyor yüreğim bedenim daralıyor.   Abe teyze  tüttürme sigaranı buda can..




SON

Kimileri vardır aşkını mezardan çıkartıp öpmek ister.
Kimileri vardır kaçan kovalanır misali hep sevilirler.
Kimileri vardır aşkını yere göğe koyamaz büyütürler.
Kimileri vardır aşkını kalbine gömer susarlar.
Kimileri vardır susmazlar hep konuşurlar bitmemesi için.
Sıkılmayın kimse yoktur aslında sadece biri vardır bir kişi.
Vardır biri muhakkak o biri hep üzülür kırılır.
Ya işte vardır biri hep göz yaşı döker içi yanar.
Öyle bir sürü hikaye vardır ama birbirinden uzak yaşarlar fakat sonu hep aynı biter.

2 Nisan 2014 Çarşamba

BİR ELİN NESİ VAR İKİ ELİN SESİ VAR

Şuanda alışveriş merkezin'den otoparka doğru iniyorsunuz. Kocaman salak otopark'ta  arabanızı bulduktan sonra arabanıza biniyorsunuz. Çantanızı yan koltuğa koyup sonra arabayı çalıştırıyorsunuz. ''Aaaa araba çalışmıyor !'' Ne olacak şimdi ? Ama zaten arabanız baya bir eskimiş normaldir. Arabadan inip arabanızı ittirmeye çalışıyorsunuz ama tek başına olmuyor tabi. Şöyle çevreye bakındıktan sonra birini buluyorsunuz ve ittirmeye başlıyorsunuz..  ''Benim ütopyamda'da , ilişki tek kişinin sevgisiyle ayakta durabilecek bir şey değil '' Yani '' Bir elin nesi var , iki elin sesi var ''


                                                                     Bu arada konumuz ARABA değil.

26 Mart 2014 Çarşamba

DENİZE DOĞRU


Her hangi bilmediğim denizi olan yerlere gitmeyi çok seviyorum. Sahilleri gezip,görmeyi, deniz kıyısında dolaşmayı falan filan.. Fakat hayalimde pardon heyecanımda sevgilimle kıyı kıyı gezip,sessiz bir deniz kenarında güneşin batışını seyretmek veya güneş batarken kumların üzerinde sevişmek altımızdaki kumların sessizce akıp gitmesi..Sahilde onunda kumdan şatolar yapmak,saçlarını okşamak,onun kirli baksırlarını yıkayıp ipe asmak evet tamam bu pek iyi olmadı ama güzel bir duygu güzeldir her halde yani denemedim ama öyle sanıyorum. Örneğin rüyamda bir adam görüyorum yatağında uzanmış yazımı okuyor,sonra kendini yanlışlıkla beni düşünürken buluyor. Ve şuanda gülümsüyor. Naber ? Ben tek başıma kumsalda külotlarımı ipe asarken bir yandan güneş batıyor. Zaten sahilde taşlık,kumdan şatolar yapamıyorum neyse rüyalarımı süsleyen Mavi yelkenli  adam seni burda bekliyorum.

10 Mart 2014 Pazartesi

Sıkıcı olmayın

Bazen bir fil olup uçmak isterim,şuanda duyuyorum ''Hiç fil uçar mı canım '' diye.. Peki siz uçabiliyor musunuz ? ''Hayır'' İşte benim sizden apayrı ve imkansız hayellerim var.  ''İnsan olmayacağı hayaller kurmaz'' derler ya yalan o canım. Ben şimdi bir fil olup uçmak istiyorum sence olur mu ? Tabi ki olmaz bende olmayacağını bildiğim için gittim bacağıma fil dövmesi yaptırdım daha bir iyi oldu.. Size toz pembeli dünyalar canlarım.. 

Duş bitmeden sen sakın tükenme

Sen duş almayı severdin,ben seni severdim. Sen dakikalarca gözlerime bakardın ben ise gözlerimi kaçırırdım, her zamanda yanlış  anlaman'dan korkardım  çünkü ben öyle uzun uzun bakamazdım senin  gözlerine, utanır yanaklarım kıpkırmızı olurdu. Sen hiç beni görmedin,penceremi aralayıp  bu taraftan kendine bakmadın. Oysa koca koca yazılar yazdım herkes üzerine alındı. Belkide herkes bizim hikayemizden kendi hikayelerine bir pay düşürmüşlerdir. Farkındasın dimi bizi hiç kimse koparamadı yok öyle zaten kolay kolay koparılmaz bu aşk.  Benim yan komşu neriman teyzenin oğluda askerde 55 günü kalmış kadın nasıl hüzünlü ama bir yandan da mutlu vatani görevini yaptığı için neyse konu buraya nasıl geldi bilmiyorum. Biz Şarapcıydık genelde şarap ortak noktamız olurdu. Ne güzeldi dimi elimizde şarap taksim sokaklarında uyuz köpekler gibi dolaşırdık. Kocaman gözüken fakat küçücük istiklal caddesinde beni sırtına alır dolaştırırdın. Sen kafası olsun diye hızlı içerdin ben ise tadını çıkarta çıkarta yudumlardım,hayeller kurardık şu apartmandaki 2. dairede keşke biz otursak diye falan filan..  En çok parmaklarını parmaklarımda hissetmeyi seviyordum aah bide sesini..  Şİmdi bu 14 satırlık yazıyı üstüne alınma içinden kendine pay çıkart ''aah işte bu benim'' de kendine iyi bak 'Kırmızı Şarap''.

1 Mart 2014 Cumartesi

SEN GİTMEK NEDİR BİLİR MİSİN ÇOCUK ?

Sen gitmek nedir bilir misin çocuk ? Yok,yok bilmezsin ama senin yerine de düşünmek istemiyorum. Belki de bilirsin.Hiç gittin mi sen ?Hiç gittiler mi senden ? Ve içinden geldiği gibi yazabildin mi ? Oofff diyerek her neyse boş ver diyebildin mi ? Hayatında binlercesi varken , o birine takılıp kaldın mı sen hiç ? Gitmekmiş... Sen ne bilirsin gitmeyi çocuk. Oyun mu sandın sevilmeyi.İnsanları kırmayı bardak kırmakla bir mi tuttun ! Bırak, at çöpe aklında ne varsa , sen sözünü kesmeye devam et insanların. Ben onları çok iyi biliyorum de. Aferin çocuk. Gecen gündüz olsun. Hiç karanlık görme sen e mi ? Daha da görmem seni. Daha da sevmem.Anlamaya çalışma beni.Anlarsan kaybolursun bende.Bir sen kalmaz sende...Her neyse benden bu kadar,kaybolmak nedir,gitmek nedir öğren. Karşıma almam öyle herkesi, sen beni ne sandın be çocuk. Bir kelime bile fazla sana ya yine sayfalar yazdım. Hadi geç git.Ya da sen kal.Sen bilmezsin gitmeyi...Bana bırak her şeyi sadece izle... Gitmek nedir onu öğren.Sevmek sana fazla gelir.


İnsan öğrenmeye gelir bu dünyaya,sen en son gitmeyi öğren çocuk.
                                                                                                     AHMET BATMAN ''SOĞUK KAHVE''

22 Şubat 2014 Cumartesi

KUMDAN KALELER

Bana ''Geçmişe dönme gel kollarıma '' dedi gülümseyerek. Gözlerimin dolduğunu fark etmeden ''Sende geçmişimsin'' dedim ve sustu. Bu kadar kısa değil bu gördüğün aşk, bu gördüğün acı bu kadar değil. Bitirmeliydim bitmeliydi ki  kaybolmaktan yorulup serilmeliydim o güzel kumdan kalelere.. Bak hala bitmedi ,dokunduğun yerler hala acıyor, kokladığın yerler hala sızlıyor. Ama bazen bitmeli ,bitmeli'ki bir  birimizi tanımalıyız, tanımalıyızkı bitmemeli.. Evet belki bir denizin iki aşık balığı olamasak'ta ,kumda can veren balıklar olduk. Şimdi git, git çünkü ölümünü izlemek istemiyorum.

16 Şubat 2014 Pazar

A.B.C

Ne rüzgar aşık oldu nede giden aşık.. Hiç kalanlarda sağlam değil ya aşk sadece A- şıkkı B'si çıkmış C'si gitmiş.. 

MENEKŞE KOKAN SABAHLAR

Gözlerimi açtığımda bana bakıyorsun gülümseyerek,ben ise ışıklarla dans ediyorum, kaybolmaktan korktuğum için kalabalıklar akıyor gözlerimden, yüreğim ise halen gürültülü ve fırtınalı,Söylesene şimdi kim dokundurur şefkatli ellerini tenime.Ben ise hala gözlerimi açtığımda gülümsediğini görüyorum. Sevgilim kanatlarım bu kafese çok büyük kabıma sığamıyorum  götür beni nefes alabileceğim yere,dayanmasını bilen o kıymetli şatolara..Biliyorum senin seviyorumların yüzmeyi beceremiyor'du sadece parantez açıyordu.Sevgilim ben ne gitmenin ötesindeyim nede kalmanın gerisindeyim tam ortada seni bekliyorum kurtarırsın diye beni  bu azaptan.Beni bekleyen bir kaçış arabasının olduğunu varsaymak boşuna mı ? Hadi beni götür buralardan avuçlar dolusu kumlara o güzel kumdan şatolara götür beni. Dudağın arasındaki sigaran olmak istemiyorum, tam tersi iki dudağının arasından çıkan ''Seni Seviyorumların ''olmak istiyorum.Kanatlarımı açıp bir bahar gecesi sana gelmek isterdim  usulca girer koynuna çiçeklerle donatırdım. Cesaretim var mı ? En önemlisi de yerim var mı hayatında ? Ben çiçekleri sulamayı unuttuğum gibi seni unutmak istemiyorum ki sen benim aralıksız dinlediğim şarkımsın, melodimsin. Yalvarırım ki gel beni kurtar.  Hatırlasana her terli kabustan sonra menekşe kokan sabaha uyanırdık,  küçük bir yağmura kanardık O '' arap kızının'' camdan baktığını hayal ederdik. Şimdi ise o buğulanan camlarda arıyorum gizlice yazılmış yazıları, ve tekrardan kabuslara gözümü açıyorum kalbimde balıklaştı.. Sevgilim gördüğüm rüyalar seni öyküler gel ve bir parçası ol yalvarırım..

Korsan Gemisi

Bazen aldatılır sın bazen  aldatsa daha iyi olurdu dersin. Bazen nefretle terk ederdin fakat bazende severek terk edersin. Bazen zamanı gelmiştir bazen geçmiştir. Bazen tükenilmiştir bazende öyle dersin bitirirsin. Diyorum ya bazen yabancılaşır ve bir gün sıradanlaşır. Söylesene Seninki niye bitti ? Aşk çok garip bir şeydir ben hep aşkı annemin ben küçükken  bana anlattığı kağıttan gemiye benzetirim neden mi ? Çünkü gerçek değildir ve bir kağıt parçasıdır. Annem hep bana kağıttan gemi yapar yaparken de hikaye anlatırdı...Hafızam'dan silinmeyen o güzel '' Kağıttan gemi hikayesi '' ; Kocaman bir gemi varmış okyanusta ve  o geminin içinde bir sürü  kötü adamlar varmış bu korsan gemisiymiş..  Korsanın yüreği o kadar kötüymüş ki Bütün kötülükleri yaparmış. Şimdiki durağı ise küçük bir adada yaşayan çocukları kaçırıp gemisinde köle yapmakmış. Adaya doğru giderken bir gün fırtına çıkmış kocaman bir dalga gemiye çarpmış ve geminin yelkenini koparmış. ( o arada geminin yelkenini annem yavaşca keserdi) sonra bir dalga daha gelmiş ve bu sefer geminin arka kıçını koparmış(geminin arka tarafını yırtıyordu) Bu sefer gemidekiler ön tarafa doğru yığılmış.Sonra kocaman bir dalga daha gelmiş ve ön tarafı koparıp atmış.(ön tarafı kesiyordu bu seferde ) Sonra gemi derinliklere doğru batmış.  (yaptığı kağıttan gemiyi açıp) Geriye sadece korsanın tişörtü kalmış Diyip Bana veriyordu gülümseyerek. İşte ben hep aşkı annemin bana anlatığı hikayeye benzetirim. Sizce de öyle değil mi ?Aşkı tarif edebiliyoruz az çok ama ayrılığı hayır ben tarif edemiyorum Belkide ayrılık hikayedeki tişört yada gemiye çarpan dalgalar.. Eğer çook sevdiyseniz ve ayrılmışsanız ve bir daha barışmanız imkansızsa ama hala yüreğiniz onu istiyorsa ve yanına gidemiyorsanız yaşıyan bir ölüsünüzdür.  Aslında önemli olan ayrılık değildir bence önemli olan vaz geçmek.o buruşuk yüreğinizi ütülemektir. Ya zaman çok çabuk geçiyor saniyeler dakikaları,dakikalar saatleri,saatler günleri,günler ayları,aylar yılları kovalıyor ve böyle bir ömür geçiyor bence hiç bir şey için geç değil. Gidelim seviyorsak söyleyelim yaşayan ölü olmaktansa ölüp dirilmek daha iyidir. Şuan saat kaç ? ben bunları söylerken saat gece 3 buçuk Hadi daha ne duruyorsunuz gidin ve sevdiğinizi söyleyin sevgilinize,arkadaşına,ailene annene babana ablana abine  herkese. Seni seviyorum büyük ama küçük yürekli adam, Seni seviyorum anne bana böyle bir hikaye anlatığın için, Seni seviyorum abi çünkü  başımda değil yanımda olduğun için,seni seviyorum can yoldaşım hep elimden tutuğun için seni seviyorum kedim ada ıslık çalınca yanıma geldiğin için Ve dünyayı seviyorum gidişat ne kadar kötü olsada vaz geçmeyin arkadaşlar sevmekten,aşık olmaktan ve direnmekten vaz  geçmeyin türkiyem çabalarımız  rafta kalmasın.

11 Şubat 2014 Salı

KATİL OLMAYALIM

Ben hiç kimseyim aslında hiç olmadım. Bir hayat var ama ben bu hayatın içinde değilim peki neredeyim ? Güzel çirkin insan ayrımları var peki  ben insan mıyım ? Ben o büyük güzel özgür balıkları akvaryuma esir ediyorum.Ben kedilere,köpekleri zehirliyorum. Bazen penceremi pisletiyorlar  diye gelen kuşları da zehirliyorum öldürüyorum.Ben bazen otobüsteki kadınlara taciz ediyorum yetmiyor küçük çocuklara tecavüz ediyorum. Ben çalışmıyorum onun yerine hırsızlık yapıp geçimimi sağlıyorum. Ben bazen köpeklere bile tecavüz ediyorum. Ben dünyayı katlediyorum. Ben insanların yaşamını kısa sürdürebilmek içi nükleer santral kuruyorum masum insanları zehirliyorum. Ben ülkeye demokrasi getirmeye çalışıyorum özgürce yaşayamamak  için. Ben çocuk yapıp onu sokakta bir çöpe bırakıyorum. .. ÇÜNKÜ BEN İNSANIM.

Evet biz o insanlardan değiliz ama  onlara göz yumanlardanız. Her ne kadar hayvanların esir bırakılmasın özgürce yaşasın desek bile hala hayvanat bahçesine veya o koca akvaryuma giden insanlar var. Biz ne kadar sesimizi duyursakta ne kadar bağırsakta hiç bir şekilde uygulamaya geçemiyoruz çünkü önümüzde bir sınır var ve biz o sınırı aşamıyoruz. Örneğin karşımda bir insan ölsün ağlamam isterseniz duygusuz diyin istersenizde cani diyin benim için fark etmez ben insanlara bir gram acımıyorum üzülmüyorum. Ama karşımda küçük bir kedi veya bir kuş ölsün o zaman dünyalar başıma yıkılır işte o zaman oturup ağlarım. Hayvanlar bizi tutsak etmiyor biz insanlar hayvanları tutsak ediyoruz. BİZ KATİLİZ.. Evimde iki tane kedim var biri yavruyken kafama işedi hiç bir şey yapmadım çünkü haklıydı onu odaya hapsetmiştim. Odamın  kapısı kapalıyken ve ben uyuyorken hayvan nasıl çıkacaktı eminim konuşamadığı için bilerek gelip kafama işedi. Halıya bile işemeyen kedi kafama neden işesin ?? Şimdi ne yapsaydım kafasını mı  kesseydim işedi diye ? Öbürü kahveyi bilgisayarıma düşürdü  bilgisayarımı 5 gün açamadım. Ne yapıyım bende onun üzerine kaynak su mu dökeyim ? Onlar kedi yapacaklar kıracaklar dökecekler  hakları çünkü onlar kediler. Süs bir eşya değiller köpeklerde kuşlarda tüm hayvanlar onlar eşya değil onlar senin benim bizim gibi canlı onlarda konuşuyor belki anlamıyor olabiliriz ama bir bakışları dünyaları anlatıyor. Ben yanlışlıkla karanlıkta kedimin kuyruğuna bastığımda bile  o can havliyle çıkardığı ses var ya, beni benden alıyor oturup kuyruğunu okşuyorum ''acıdı mı kızım'' diyorum. Çünkü onlar benim çocuklarım ben böyle büyüdüm annem babam çevremdeki her kes beni hayvan sevgisine aşıladı. En önemli noktada bu zaten anne babada bitiyor  her şey.. Bir kediye bir köpeğe dokunamıyorsanız bu çocuğunuzda dokunamayacak anlamına gelmiyor hayvan sevgisini aşılayın onlar hiç bir şekilde zarar vermiyor siz vermediğin sürece canını yakmadığınız  sürece onlarda size vermez. Ben her gece kedilerim le yatarım Öper koklarım. Çok muazzam güzel şeyler ''tanrım iyi kide sizi yaratmış'' derim ''o kadar güzelsiniz ki'' derim onlarda bana bakar anlarlar kulakları bir oyana bir buyana oynar. Size bunu anlatıyorum çünkü onların  ne kadar muazzam güzel tatlı şeyler olduğunu azda olsa fark edin diye. KATİL OLMAYALIM. KATİL OLMAK SADECE İNSAN ÖLDÜRMEK DEĞİL BİR CAN KATLETMEKTİR.

30 Ocak 2014 Perşembe

KAÇIŞ

Benim tek istediğim  bu kalabalık şehirden uzaklaşıp güzel bir sahil kasabasına yerleşmek,yanıma aşık olduğum adamı'da alıp buralardan uzaklara gitmek..Aslında iki sene önce gittiğim ''muğla-datçayı'' çok sevmiştim.Düşünsenize yanında aşık olduğun adam küçük ama sıcacık bir ev ,bir kaç hayvan sütünden,yumurtasından yararlanabileceğin  güzel bir köpeğin,sıcacık bir kedin olsa kötümü olur ? Aslında alıp bavulu  çekip gitmek zor değil sadece alışkanlıklarımızdan kopamıyoruz, ayrılamıyoruz bu koca istanbul'dan ,bir girdap gibi çekiyor,her gitmek istediğinde aslında ona bakarsınız herkes bir şeylerden,bir yerden gitmek istiyor ama her zaman kalıyorlar.Nedir ki bizi burda tutan !! Aile baskısı mı ? bir türlü bırakamadığınız arkadaşlarınız mı ?Anılarınız mı ? sokağınızdaki küçük bir köpek veya kediniz mi? ve ya her hafta sonu gittiğiniz taksim mi ?işiniz gücünüz  var doğru bunca işi nasıl  bırak   gidebileceksiniz ki ? okuldan mezun mu oldun veya okulu bırakıp iş hayatına mı girdiniz evet hemen masumluğun'uzu atıp sorumlukları'mızı yüklüyoruz. . Ve o kadar ciddi yaşıyoruz ki hayatı, önümüze çıkan fırsatları göremiyoruz..Ben mi ?benimde sorumluklarım var, para kazanmalıyım ki yaşaya'biliyim öyle değil mi ?Ben şimdi bu yazıyı aşık olduğum adama göndericeğim anlasın ki ben onu bu kalabalıkta sevmek istemiyorum.