23 Aralık 2010 Perşembe

MESELELER

Sensizlik... Oysa senli geçirdiğim günleri , sensizken özlüyorum.
Oysa Affetmeyi bilseydik belki affedilir dik. Dedim ya seni sensizken özlüyorum yanlış anlama sevgimi gösteremeyenler denim.. Herkesin ağzında sakız olmuş yalnızlık, oysa yalnızlık güzel bir aşktır. Mesela sen güzel bir aşksın.

29 Kasım 2010 Pazartesi

TikTak

"...bozuk diye kaldırıldığı köşede, durduk yere aşka gelip çalışmaya başlayan hantal bir saatti hayat...
nicedir geride kalışını telafi etmek istercesine deli gibi çırpınıyordu şimdi."tiktaktiktaktiktak"lıyordu sürekli.be-ce ise zamanı kötülüyordu
her zamanki gibi;"tiktak zamanın taktik'idir" diyordu..

BİTTİ!

Sen benim sarhoşluğumsun. Ne ayıldım, ne ayılabildim, ne ayılmak isterim. Başım ağır, düşlerim parçalanmış.. Üstüm başım çamur içinde, yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim....  O vefasıza yazmıştım ki ben...ben Bu şiirle başladı aşkımız bu şiirle BİTTİ!

Göründüğü gibi

birinin peşinde çok fazla koşmamlısın ne kadar koşarsan o kadar imkansız olur kaçmaya başlar... bir de kimseye hakkettiğindne fazla değeri verme... verdin mi değersiz hale düşersin... dostlarıma...  

28 Kasım 2010 Pazar

1999 Sonbahar

İşten çıktım bir akşam üstü.
Hafiften bir yağmur ee.. mevsimidir artık,
Dökülen yapraklar habercisidir hazanın.
Bir kağıt ilişti gözüme,
Yerde duran azıcık çamurlanmış,
Sararmış bir kağıt.
Meraklandım; aldım, şiire benzettim.
Okudum.
"Sevgiliye" diye başlamış.
Bir vefasızmış sevdiği.
Ama sanki bir melek.
Bakmaya kıyamıyacağı,
Sevmeye doyamıyacağı bir güzellik varmış yüreğinde
"Uzaktan sevmeyi de öğrendim sayende"
Diye bitirmiş aşık dostum
Altında bir isim yok sadece bir tarih;
1999 Sonbahar
Ey Allahım nereden çıktı bu şiir karşıma.
Gözlerim dolmuş farkedemedim.
Baktım sağıma soluma gören var mı diye.
Hem görseler ne olurdu ki.
Yağmur hızını arttırdı.
Eve yetişmek için hızlanmalıydım.
Ha o şiir mi;
Onu bir ağacın dalına usulca yerleştirdim.
Ekmek gibi, ekmeğe olan saygım gibi.
Korkma şair dostum dedim korkma.
Yalnız değilsin artık
1999'dan bu yana

Ne Kal Ne Git


26 Kasım 2010 Cuma

Sessiz kaldım

kimsenin olmadıgı sessiz bir köşedeyim ben beyazlarmı siyaha boyadım sonu olmayan bir yoldayım ellimde tüm umutlarımla yok olmuş bedenimle sessizce gidiyorum hayat bu degill sessizkaldim ben bu hayata sessizkaldim

23 Kasım 2010 Salı

Bir yol masalı


aynı trenin
yolcusuydular
aynı kompartımanda
yan yana iki kişi
demir tekerlekler
dönmeye başladığında
pencereyle çevrelenmiş
sinema perdesi gibi camdan
aynı filmi izlemeye başladılar
şehirden çıkıncaya kadar
camdan su gibi akan
sokaklar evler evler
yürüyen insanlar ve talaşla koşuşan
köpekler kediler
ve oynaşan çocuklar

yaşlı olanın düşüncesinde
perdede hızla akan hayat
diğerininse aynı manzarada düşünde
gideceği yerde kuracağı yeni bir hayat

şehir bittiğinde
sırayla geçmeye başladığında perdeden
denizler dağlar ve ormanlar
yaşlı olanın içinde acıtan bir sızı
ve dağlarda bir kuş olmak düşünde
ve ellerine geride kalmış bir mevsimden
damlayan iki ılık yaş
diğerininse aynı manzarada gözünde
mavi gökyüzü, enginde gemiler
yeni kentlerde umuda yolculuk

biraz daha ilerlediğinde zaman
bir merhabayla birbirlerine uzatıp ellerini
ve isimlerini söyleyip
yol arkadaşı oldular
sonra koyu bir sohbete daldılar
özellikle de birbirlerine
yaşamdan söz edip
aynı perdede aynı anda
açılan ve kapanan kapılarla
izledikleri farklı filimleri anlattılar

böylece şimdi ikisi de
biraz daha rahattılar

daha da ilerleyince saatler
gözler kapandı
ve her ikisi de
diğerinin anlattığı filmi unutup
kendi rüyalarına daldılar

kaç istasyon geçtiler bilinmez
yaşlı olan uyandığında
inmiş olduğunu fark etti arkadaşının
yeni yaşam istasyonunda

o devam etti yoluna
son istasyona doğru
ve nerde indiğini kimse bilmedi
kendinden başka

nice zaman sonrasında
diğeri yeni yaşamında
fırtınalı bir mevsimin
soğuk yağmurunda ıslanmış
ve üşümüş yürürken yolda
küçük bir kuş bedeninin
sürüklendiğini görünce suda
çoktandır unuttuğu
trendeki yol arkadaşını
canlandırdı usunda
acı bir tebessümle
anımsadığı tek şey
onun kuş olma düşü
ve ona anlattığı kendi filmiydi

sonra ıslanarak ve üşüyerek
sessizce devam etti yoluna

DAyanamıyorum

Daha iyisi için ayrılık...
Dayanamıyorum bu iyiliğe,
Kandırma kendini benide üzme kahretme.
Nasıl bir iyilikse kahrolsun,
Nasıl bir iyilikse mahvolsun,
Dayanamıyorum ben ayrılığa.

AH:.

Bir akşam üzeri geçmişe daldım
Vefayı tartınca yalınız kaldım
Kederde çoğaldım canda azaldım
Olanı gizlemek neyime benim

AŞK

Yorulacaksın zorlanacaksın şikayetci olacaksın keşkelere sığınacaksın söze ''ama'' diye başlıyacaksın girme aşk yoluna aşk yolunda ''u'' dönüşü yoktur.Aşk derki sana;yolumdaysan başım feda sana ama bilki seninde başını isterim yoluma..Kahır kapris gecelekse senden amenna! ama ayağıma diken batarsa ağlama..AŞK BİLEK GÜCÜ DEĞİL YÜREK GÜCÜDÜR..yüreğin yetmiyorsa düşme yollara..Unutma sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir çünki toğum toprağa gizlenirse yeşillenir..))
11:2 Uykum yok daha saat erken zaten şöle bir yağmur yağsa ne kadar rahatlıcam...
Nescafemden yudumluyorum orta şekelli  sıcak ve sigaramdan küçük fırtlar alırken kendimden geçi
yorum adeta...Nedendir bilmiyorum aklıma bişiler takılıyor?sence?Kalbini dinle!aaa hayır aklını kullan....
YETEEEEEER kulaklarımı kapadım sizleri dinlemiyorum ne diyosunuz?anlıyamıyorum Bayanlar ve baylar.

Senmisin susan

DAha çok ''su''sarsın bana *)

Gurur pert

Aşklta gurur olmaz derlerdide inanmazdım gerçektende olmazmış umut veripte konuşup sabaha kadar uykumdan kesiyorum uyykum olduğu halde uyumuyorum konuşuyorum birşeye varmak amacıyla seni unutmadım diyor ama olmuyor? defol git de bana diyorum yapamam diyor?  niye diyorum? seviyorum diyor! ee seviyosan diyorum? değişmezsin diyor!komiğime gidiyor kendisi eski o değil o değişmicek ben aynıyım hala.. sabaha kadar konuştuk sigara içmek bahanesiyle çıktı gitti karşılaştık gözlerimin içine baktı korkarak birdaha karşıma çıkma unutmam lazım seni dedi ben tam karşısındaydım..Herşeyden çok gitmemekti susmaktansa konuşmak daha iyisiydi rahatladım gurur yapmadım yüzsüzlük ise bilmem kaç metre yukarıda şimdi ise aynı havayı soluyoruz iki yabancı unutma seven gitmeyendir ben gitmicem hep burda olcam geri dönsende kabul etmesemde ben yine burda olcam hayalinle süsledim heryeri ona sarılıp yatıyorum bizim yatağımızda :(

12 Kasım 2010 Cuma

Sıra BENDE

Unuttum geride kalan ne kadar kirli paslı kağıtlarım varsa yırttım,yaktım yok ettim...

Şimdi ise tek çare geriye dönmeden bir toz tanelerini aramadan dümdüz yürümek...

Biliyorumki ben gittikce geride kalanlar arkamdan su dökcekler...

Görüyorumki ne kadar çok yakmışım canlarını bir bir dökülüyor..

Ve görüyorumki ilerde yolun sonunda biri beni bekliyor kim nerden nasıl hiç bilmiyorum...

SADECE BİRİ ORDA BENİM GELMEMİ BEKLİYOR...

Yolum çook koşamıyorum adımlarım yavaş yavaş ilerliyor..

Ve soruyorum kendime?

Ne kadar güzel şeler yaşamışım ve ne kadar bir gevrek  kalbim varmış...

Evet sıra BENDE!

UZAK...

Tek çare unutmak...
Peki kim bunun üstesinden gelicek?
Sen orda başkasının tenine deyerken..
Ben burda sevdiğin yerleri silemiyorken,
Aman avutuyorum kendimi işte yalandır diye aldırma.
Herkez gibi basitmişsin sende,düşükmüşün.
Oysa ben ne çok büyütmüşüm gözümde seni.
Afedilmicek ne varsa ne çok affetmişim seni!
Geri dönmek kolay ha! KOLAY
Yalansız,çıkarsız her ne varsa sundum önüne,
Sen!Sen!Sen varya...
ŞEREFSİZ..ADİ..!

KüÇüklüK

Hayır yani oturuyorum dk da bir küçükken oynadğım oyuncakları getiriyorlar baaak sen bunla oynuyodun baaak bunu vermiyince ağlıyodun baaaaak bu senn baaak hay anasını  adı üstündeoyuncağım tabikide benim olcak kardeşim yok abi illa haıtlatcaklar bu senin oyuncağın ha ha ha ...

ego

İnsan yaşar yaşar tecrübe eder  daha anlamazsan zaman tercüme eder bildiğin doğru sandğın neye inandığın ne farkeder  handa durmakta var yol almakta mutlu olmakta var bunalmakta hayellerin düşlerin hepsi senin elinde sahip olmakda var azalmakta herşey önünde o gelir kendini saklamaz o çok doğrusunu birtek o bilir gerisini takmaz ego zarar ziyan hadiyedir sonucu hesaplamaz o geçmişi görmezden gelir hiç ders almaz egooo SERTAP erener seviyorum bu kadını yah

Uyku yok

01:02 Uykum yok daha saat erken zaten şöle bir yağmur yağsa ne kadar rahatlıcam...
Nescafemden yudumluyorum orta şekelli  sıcak ve sigaramdan küçük fırtlar alırken kendimden geçi
yorum adeta...Nedendir bilmiyorum aklıma bişiler takılıyor?sence?Kalbini dinle!aaa hayır aklını kullan....
YETEEEEEER kulaklarımı kapadım sizleri dinlemiyorum ne diyosunuz?anlıyamıyorum Bayanlar ve baylar.

harikalar diyarındaki şapşal alice

Aynı mailleri tekrar tekrar okuyorum ve tekrar tekrar ağlıyorum. Ah tanrım! Çevremde bi dünya insan varken neden bu kadar yanlız hissediyorum?! Neden bu kadar kimsesiz? Neden bu kadar çaresiz? Hiçbiri anlayamaz. Ama içimde birşeyler canımı acıtıyo ne olduğunu bilmediğim. Aciz hissediyorum bi yerden sonra. Beynim düşünmekten patlayacak. Pefff. Üşüdüm. Ama yağmur yağıyo. Onu seviyorum. En azından sevdiğim bişeyler var. Keşke daha mantıklı şeyler yapabilsem ve... Boşver işte. Herneyse. Yapamıyorum zaten. Tek yapabildiğim kendi bok kafamı daha çok bulandırmak. 

''EN''

Mutlu değilim hiç. Ve hiç bizaman da olmadım, kabul etmeliyim ki.. Denemedim bile belki, biliyorum. Hiç mutsuzluğum için kendimi suçlamadım ama. Daha çok suçlular hep vardır ya hani (: 'en' olmayı herkes ister. Ama bu konuda 'en'liğe soyunmadım ben. Hep kaçtım. Kimden kaçtığımı bilmeyerek.. Kendi içime saklandım. Kimse göremedi kim olduğumu gerçekte. Kimse gerçekten görmekte istemedi zaten. Ben böyle değildim eskiden dedim kendime. Ama artık böyleydim, çok geçti.Neden, çare aramıyorum. Sadece olaylar böyle gelişti işte..  ~Bir 'ben' böyle oluştu (:

Pembe Gözlük

cevap bekleyen o kadar çok soru var ki kafamda. düşüne düşüne bi hal olup yine içinden çıkamadığım, bir milim bile katedemediğim sorular sorular ve sorular.. bu aralar en çokta "neden?"lerim hit. bazen çıkarıyorum cebimden pembe gözlüklerimi, takıyorum ve çok masumca görünüyo herşey. herşeye rağmen olması gerekenler hala yanımda diyorum. sonra ben de iyilik abidesi kılığıma bürünüyorum bu mutluluk tablosu karşısında. hansel ve gratelle ormanda çilek ve böğürtlen topluyoruz ama hiç cadıya yakalanmıyoruz mesela. ya da kırmızı başlıklı kızla geçirdiğimiz zamanlarda kurt hiç çıkmıyo yolumuza.
aslında...
...sadece yoruldum.
insanların ikiyüzlülüğünü ayırt etmeye çalışmaktan, her yüzüne gülene kuşkuyla yaklaşmaktan ve bunlara rağmen yine de karşımdakini kırmamaya çalışmaktan "ciddi anlamda" çok yoruldum.
sanırım ikiyüzlülüğün, yalanların farkına varmak isterken sonunda ben de ikiyüzlü biri olup çıkıcam, çünkü artık hiç kendim gibi hissetmemeye başladım.

not: şu pembe gözlükleri çok takmayın. fena kafa yapıyo, benden söylemesi!


Son demler

Şu an tam da bunu istiyorum;
Kocaman bi hiçlik.

Fazla bişey olmamalı bu senin için tanrı :S

Herşey bu kadar tesadüf eseriyken neden gelipte ben oldum, bilmiyorum. Ne bileyim, en basitinden, geçen günki trafik kazasında ölen kız olabilirdim. Ama olmadım. O da ben olabilirdi. Ama olmadı. Neye göre belirlenmiş bu? Neden bi kuralı yok? Şansına ne gelirse yaşa olayı ne kadar saçma. Artık hayatımı kendim biçimlendirmek istiyorum. Bunu deli gibi istiyorum. Mesela orta çağ da yaşasam. Elektrik olmasa. Kabarık kıyafetler giysek hepimiz ve erkeklerde uzun ceketler ve şapkalar. En büyük endişem, yapacak birşey bulamamak olsa. Bol bol vaktim olsa. Kitap okusam, gezsem.. Bi sürü şey yapsam ama yine de vaktim kalsa. Sonra taşrada yaşasam. Bütün gün evimi temizlesem. Şunu şuraya koysam nasıl olur diye düşünsem. Akşam kocam eve geldiğinde yorgunluktan (tabiri caizse) gebersem! Ama yine de onu birazcık daha mutlu etmek adına gülümsemeyi başarabilsem. O da bana tebessüm etse ve belki bi öpücük kondursa dudaklarıma. Sonra mum ışığında akşam yemeği yesek. Ona kendi yaptığım yemeği sunsam, o da bana o gün neler yaptığını anlatsa. Hayvan sevmem ama belki geçmişte yaşasam severdim.. O yüzden, tavuklarımız olsa.. Keçilerimiz, koyunlarımız hatta ineklerimiz, danalarımız falan. Ben böyle basit bi şekilde de mutlu olabilirdim belki.

Ya da taşralı değil şehirli olayım. Şehir hayatının yoğunluğundan sıkılmış biri. Yardımcım olsun evde. İş kadını olayım. Ama yine de akşam evime geldiğimde masaya oturup iki çift laf edebilelim. Günün yorgunluğuna inat, gülümseyebilelim gözlerimizin içine bakarak birbirimizin. Hergün gördüğümüz onlarca yüze rağmen akşam evde karşılaştığımız yüz bize daha güzel görünse.. Kimseyi umursamasak, kimse bizi umursamasa. Ama biz mutlu olsak.

Ya da milyoner olsam. Kocam da öyle olsa. Her istediğimiz yere gidebilsek, hem de her istediğimiz anda. Ama yine de her gün birlikte olsak. Her akşam yemeği beraber yesek ve yine konuşabilcek bi konu bulabilsek. Bitmese konular, bitmesek biz..

Birini istemiyorum. Sadece hayal ediyorum, hepsi bu.

AŞK

Sıkıldım!

Ne garip

İkiyüzlülük Evet tam bir ikiyüzlülük
dan

Delirdim''

Beynimi alıp kafatasıma geri koymayı unutmuşlar gibiyim. (Belki ben uyurken uzaylılar bunu yapmış olabilir, kim bilir...)

??

Öğrenci olmak zor iş vesselam.